bu konuda güçlü bir iktidarla olabildiğine cesur adımlar atmak elzemdi ve akp de böyle bir hamle yaptı.
bir müzakere sürecinin yaşanmış olması da hala yaşanması gerektiği gerçeği de gözü kör milliyetçiler dışında herkesin mutabık kaldığı bir nokta.
buraya kadar hemfikiriz.
şimdi gelelim işin çakallık ve siyasi rant kısmına.
ortada bir müzakere varken ve tek bir kurşun bile sıkılmıyorken 2013 yılında ydg-h kuruluşunu davulla zurnayla ilan etti.
ne amaçla kurulup ne şekilde faaliyet göstereceklerini de biz taa buralardan işittik, ne o şehirlerde emrimizde çalışan vali, polis ne de bize bağlı bir istihbarat örgütümüz var iken.
tam da bu noktada akp neden kılını bile kıpırdatmayıp ydg-h'ın en küçük yerleşim birimlerine kadar kademe kademe hücrelenmesine müsamaha gösterdi?
2. soru: yıllarca devam edilen çözüm sürecinde pkk gümüşhane sınırlarına kadar uzanıp, oraya buraya silah istiflerken neden siz ne yapıyorsunuz denmedi?
3. soru: görüşmeler ve talepler neden halkın önünde şeffaf bir şekilde değil de el altından yapıldı? orada konuşulanlar kürt halkının istekleri miydi yoksa terör örgütüne verilecek imtiyazlar mı?
nitekim halk adına neden daha radikal adımlar atılmadı bugüne kadar?
anadilde eğitim gibi.
4. ve son soru: bütün bunlar birleşince çözüm sürecinin bir yerden sonra pkk ve akp için rant sürecine dönüştüğünü ve samimiyetini yitirdiğini söyleyebilir miyiz?