Küçükken diye bir giriş yapayım dedim baba,
Küçükken kahramanı olurdu ya çocukların genelde hep herkesin babası olurdu. Benim annemdi. Beni tek başına büyüten annemdi. Dur dur hemen üzülme. Üzüntünü sakla daha çok üzeceğim seni.
Benim doğum günüm olsun, okulumun ilk günü olsun, konserim olsun yoktun. Ha tabi ki bu senin suçun değildi. Fakat insan anneye alışıyor hiç. Sen benden kilometrelerce uzaktaydın. Hatta sırf bu yüzden annemle seni ayrı sandılar. Bana hep acıdılar. Acısınlar hoş ne yapayım yani sende kilometrelerce öte de çalışıyorsun ben seni öyle kabul ettim. Zaten haftada 2 gün-1 gün benim yanımdaydın. Onda da bana hep kızardın. Ne kolaydı senin için küçücük yaşta çocuğun kalbini kır sonra özür dile. Hoş büyüdük yine insanların içinde azarlıyorsun sonra özür dilerim diyorsun ne kolay senin için.
Sen kendinden başkasını haklı görmezdin kendinden başkasını dinlemezdin bile. Haksız olsan bile insanları o an ezerdin öyle bi ezerdin ki onların dediği doğru çıkınca hala kendini savunurdun. Tamda senin kopyan var artık karşında. Beni de kendin gibi yaptın. Ne kadar sevmediğim huyun varsa bende biliyor musun?
Sana mektup yazmıştım ben biliyor musun? Belki istediğin evlat olamadım belki oldum ben seni hep sevdim diye. Ben onu sana yazarken çocuksu mutluluğum vardı üzerimde. Bi gün eline ulaşacak sende çok duygulanacaktın.
Diyorum çocuksu mutluluk çocuksu hayaller...
O mektubu alamayacaksın asla. Bana kızdığın ve benim haklı olduğum bi gün yırttım onu. O mektubu yırttığım gün başladı sana mesafem.
Geçen yine milletin içinde azarladın ya beni. Sonra gülerek o şimdi içinden ne sövüyordur bana demiştin. Beni iyi tanımışsın küçüklüğümden bu yana hep aynanın karşısına geçer senin acı çekmeni isterdim büyüdüğüm zaman annemi alıp seni yalnız bırakmak isterdim. Küçükken tanrıya dua ederdim seni üzmesi için, beni senden alması için. Hep acı çekmeni istedim. Bana yaşattığın üzüntüyü yaşa istedim. Gün geçtikçe ben büyüdükçe bu özelliğim hep aynı kaldı. Ama bunu ben hep hayal ettim sana bunu yapamadım. Kıyamadım taki bana yalan söylediğini anladığım ana kadar.
Bana küçükken yalan söylediğim zaman vururdun ben hiç yalan söylemezdim derdin. Bende dünyanın en dürüst adamı sanardım seni. Sahi benimde şimdi sana vurmam gerekli mi? Onca yalana. Hatta bu kadar yalanı bildiğimi bildiğin halde bana ben hiç yalan söylemedim yalanının üzerine kaç tokat affedecek seni?
Hani dedim ya sana kıyamazdım diye. Artık sana acı çektirmek çok hoşuma gidiyor. Sadistçe bir düşünce fakat bana o kadar vuran, beni milletin içinde rezil eden koskoca sen, benim babam karşımda iki büklüm oturup "ben sana ne yaptım, ben sırf bu yüzden uyuyamıyorum, ben çok üzülüyorum" diyor vay bee.
Anlayacağın o baba, seni daha çok üzeceğim. Beni insanlığımdan çıkartan sensin çünkü.