Rüzgar tenini yalayıp ellerini diken diken kolunda gezdirdiğinde ise, ellerine diken diken olmuş tüyleri değilde gerçeklik takılıyordu adeta. Sol elini aşağı sarkıtıp sağ eliyle de dirseğinin hemen aşağısını sıvazlayarak bir kaç sokak yürüdü. Yürüdükçe açıldı zihninin okyanuslarında. Kaybetti kimi zman kendini bazen kendi kendini boğulmaktan kurtardı.
Rüzgar yüzüne her çarptığında gerçekliğe uyanıyordu. Yaşam onun için ram uykusunda gördüğü rüya gibiydi. Zira günün az saatinde yaşıyordu. Rüzgar geçtikçe daldı yine derinliklere.