tanrı öldü

entry244 galeri
    164.
  1. Bir filozof olarak müdahale etmem gerekiyor sanırım.

    Burada ölen tanrı zihinden bağımsız var olan tanrı değildir. Zira nietzsche bunun üzerine Zaten konferans vermiş ve üstü kapalı bir biçimde: tanrı öldü, insanların kalbindeki tanrı öldü. Önceleri tanrı adına yapılan her şey, bugün para ve şan adına yapılıyor, tanrı öldü; onu biz öldürdük.

    Kaldı ki eğer bir tanrının ölümünden bahsetmek hem ontolojik hem de epitemolojik bir hatadır. Ontolojik tanımına göre tanrı var olamaz ve ölemez.

    burada açıklığa kavuşturulması gerekn bir konu da nietzsche'nin genel bir tanrıdan ziyade hristiyanlığın kendisine karşı duruşudur. zira nietzsche gereken mahiyette dikkatle idrak edildiğinde, nihilizmi dahi bir köprü olarak kullanır. tanrı'dan kasıt hristiyanlığın bir diğer tanrısı olan "jesus"tır. öyle ki kendisinin gerek ecce homo'da gerekse "böyle buyurdu zerdüşt"te şiddetle eleştirilere tâbi tuttuğu tüm ontolojik metaforlar direkt olarak hristiyanlığın metaforlarına işaret eder.

    nietzsche her türden idealleştirmeye karşı idi. ne kendisine ne de bir başka metaya ya da bir olgu-ötesine tapınamazdı. kendisi "insanca, pek insanca 2" de idealleştirme ve tabulaştırmaya karşı çıkışlarını yazmıştır. nietzsche'nin en başta derdi tanrı ya da başka bir takım dinler değildir; daha geniş ve daha derin bir ufukla düşünmek gerek: o en başta tüm "ideal" olanlara zıt düşer. bunun içerisinde bulunduğu döneme ve ortama tekabül eden ideal de hristiyanlıktı, dolayısıyla nietzsche'nin araç-nihilist, anti-idealist felsefesi bu şekilde tezahür etti.

    nietzsche bilahere iyinin ve kötünün ötesinde'de ahlak kavramına bu suretle karşı çıkar.

    idealleştirme olayı bizatihi ontolojik ve ontik bir idealleştirmedir. çok ince bir çizgi var "o olun" deyişinde. dikkat kesilmeli tam buraya tüm kulaklar: nietzsche "insanca, pek insanca" nın tam başında "özgür ruhlar"dan bahseder. onlara, "onlar ki kendisine miras kalan her şeyi yıkıp, yerine kendisine ait olanı yaratanlardır, işte üst-insan budur" der. burada dikkat edilmesi gereken başka bir husus aynı kitapta geçer, " 'böyle olması gerektiği için değil, böyle istediğim için böyle' demeli birey". evet, burada üst-insanın kim ve ne tür ana-niteliklere sahip olduğundan bahseder. işte tam burada "nietzsche hani anti-idealistti?" soruları sorulur. ve el-cevap: idealizme karşı duran ve onun yerine özgür ruhları hedefleyen nietzsche'yi anlamanın tek yöntemi burada şöyledir ki "nietzsche özgür olunduğunda üst-insan olunacağını söyler" bu şekilde bakıldığında bu bir ideal değil, nihilist tutumdur. böylelikle özgür olun dediğinde hem de idealist olursa büyük bir mantıkî çelişkiye düşmez mi? kaldı ki burada olay yine bu kadar basit değildir; zira ontolojik bir idealizme karşı durur nietzsche, yani var olanların ideal varlıklarına karşı durur.

    Edit: aynı başlıktaki diğer entryleri aynı entryde toplama.
    4 ...