türk-islam sentezini başarıyla oluşturmuş bir mütefekkirdir.eski bohem hayatı (gece hayatı vs.) bir çıkmazda olup ve arayışlara girmiş ve istanbul'da bir camide hutbe veren esseyyid abdülhakim-i arvasi hazretleriyle tanışır.ve bu tanışmadan sonra sosyal planda ve fikir hayatında değişmeler olur.ve kendini şu mısralarla özetler:
tam otuz yıl saatim işlemiş ben durmuşum?
gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum.
eski yazdığı şiirleri ve kitapları yeni fikir ve düşüncelerine uyuşmayan üstad, bu kitapları ve şiirleri yaktırır, toplattırır."kadın bacakları" adlı şiiride buna örnektir.ve çamur at izi kalsın politikasıyla saldırılmaktadır
(bazı kişi veya kurumlar daha hala yandaş olarak tanımlayıp, çamur politikasını sürdürmektedirler).bütün siyasi partilere eşit uzaklıkta kalmış hatta en yakın olduğu partileri fikir planına yanlış yapması durumunda, necmettin erbakan dahi olsa sert eleştirilerle tenkit etmiştir."hücum ve polemik, benim gözümde menderes ve konferanslarından derlenip toplanan 'hitabelerim' adlı kitaplarını okuyanlar ne dediklerimi anlayacaktır.
örtülü ödenek bütün kesimlere insiyatifen dağıtılıyordu
Nazım hikmet alınca iyi Necip Fazıl alınca kötü oluyor *
Necip Fazıl'ın kaleminden aktarıyorum..
"Evet, örtülü ödenekten para aldım. Alırken de bir rejim ve hükümet meddahlığı vazifesini üzerime almadım. işte Adnan Bey'de Tanzimat'tan bu yana gelmiş sadrazamlar ve başvekiller arasında bu davayı tutmaya müstaid biricik insanı buldum. Yardımını davamın hakkı olarak kabul ettim. Bütün aldıklarımı, mücadelesini ettiğim yolda harcadım. Evimdeki halılara kadar da bu uğurda satmaya mecbur oldum. Zira Adnan Bey'in "Bir kerede başla sonu gelir" diye ettiği her yardım, Demokrat Parti iktidarının menfî kutbu tarafından engellenince, kendisine bir ev yaptırılmaya başlanıp, birinci katı çıkmadan yüzüstü bırakılan bîçare gibi, elimdekini avucumdakini sarf etmeye, üstelik büyük bir borç altına girmeye mahkum oldum."
'iradesiz ve sabatsız Menderes'
"Örtülü ödenekten bana verilen paralar, şahsıma bir şey getirmek yerine, benim bütün imkanlarımı yedi bitirdi ve neyim varsa götürdü. Böylece Adnan Menderes, örtülü ödeneğiyle beni kullanmış değil, asıl ben onu idealim uğrunda kullanmaya teşebbüs etmiş, fakat iradesiz ve sebatsız karakteri yüzünden muvaffak bulunmuş olamıyorum. Benim, bir dava uğrunda bir nevi vergi hakkiyle alabildiğim, reklam parasına bile yetmez, gülünç meblağlara karşılık, kendisinden milyonlar devşirip şimdi gözünü oymaya bakan, ‘Büyük Doğu'yu' örtülü ödenek beslemesi olmakla suçlayan ve hesap vermeğe davet edilmeyen bazı gazetelerin hali, masumluk ve ulviliğimizin ters tarafından mükemmel bir ifadesidir."
türbanı savunur karısı pavyonda sanatçıdır sözü ise aşağılıkça bir iftiradır.