kitabı elime aldım ve başladım okumaya, ben mi kitabı okudum o mu beni okudu inanın hiç bilmiyorum. kitabından başları belki sıradan geldi biraz; iyi ki devam etme kararlılığını gösterip sonuna dek gelmişim. öyle ki kitabın sonuna geldiğimde asla bitmemiş olmasını diledim boş yere, çocuklar gibi hüzünlendim o son sayfaya geldiğimde. kelime kelime, hece hece okudum; ama bitti. kitabı okurken defalarca sorguladım kendimi, çok önceleri yaptığım şeyleri kitapta karşımda bulunca hem şaşırdım,hem sevindim. "baca temizleme" olayının isim annesi bertha ile doktor breuer'in karşılıklı konuşmaya dayalı, bir olayla ilgili en ince ayrıntılarına kadar anlatarak rahatlama yöntemi. belki bilinçsizce hepimiz yapıyoruz bunu, içimizi sıkan şeyleri gerekli gereksiz tüm ayrıntılarıyla birileriyle paylaşarak.. kitabı bir solukta okumadım, iyi ki de böyle yapmamışım. gün içinde alabileceğim, sorgulayabileceğim kadarını aldım ve daha sonra devam ettim ruhumun besinlerini almaya. irvin yalom'un bir yazardan beklenmeyecek kadar manidar ve düşündürücü, bir o kadar derin ve kapsamlı cümleleri karşımda birebir nietzche duruyormuş hissi uyandırdı bende. kurgu olduğunu öğrendiğimde çok şaşırdım, irvin yalom'u nietzche ve diğer karakterler hakkında yaptığı geniş kapsamlı araştırmalar ve dinletiler çok doğru noktalara ulaştırmış. bir yazarın yazarlıktan öteye geçmesinin bir kanıtı olan bu kitap; hayatından memnun olmayanları, amor fati kavramını, kendi seçimlerimizi yapmamızı, bizi esir alan toplumsal olgulardan kurtulmamız gerektiğini, bazı kimselerin hakikatleri görmekten kaçabilme adına farklı düşüncelere saplandıklarını ve çok daha fazlasını anlatıyor. nietzche'nin ümitsizliğini tedavi etmek için plan kuran breuer, zamanla kurguladığı rolün ta kendisi olduğunu fark ediyor ve nietzche'nin tedavisini unutup kendisini iyileştirmesi için nietzche'nin zihninin üstünlüğüne bırakıyor kendisini. ve kendi tedavisi aslında nietzche'nin de son anlara dek paylaşmadığı derdinin çaresi. iki kişinin ortak yaraları ve bu yaraları buldukları ortak çözümleri çok düşündürücü, sorgulatıcı metinlerle işleyen bu kitabı, hakikatleri anlama ve sorgulama yetisinden mahrum kişilerin okumamasını tavsiye eder, tam zıttı olanlara ise "daha ne duruyorsunuz?" derim.