girdi-başlık uyumsuzluğuna iyi bir örnek olmuş. yolsuzluk denmiş ama delil yerine bağışlanan mal varlığı ve kişisel düşünceler var. arkadaş hiç mi münazara yapmadınız ilkokulda? argüman nasıl açıklanır, savlar nasıl işlenir bunları da biz mi öğretelim?
cumhurbaşkanlığı maaşı denmiş ama cumhuriyetin kurulmasından sonra önemli bir süre için makama dayalı ödenek sistemi geçerliydi. bugünkü cumhurbaşkanlığı ödeneğini düşünelim mesela. atatürk ün malvarlığında görünenler bir aylık ödenekle bile karşılanır görünüyor. o halde iddia nedir mesela? bunları üzerine mi geçirmiş? şayet öyleyse daha önce mülkiyet durumları neymiş? üzerine geçirdiyse bile bunlardan gelen işletme geliri nasıl kullanılmış?
tavuğuna kadar yazılmış ama 155 bine yakın dönüm olduğu iddia edilen malvarlığının ayrıntılara gelince 20 bin bile çıkmaması bir yana; 15 yılda elde ettiği malvarlığının tamamen üretime dayalı oluşu da yolsuzluk ne alaka dedirtiyor.
biraz daha akıllı olsaymış paralarını ayakkabı kutularına saklayıp o paralarla kosova da üniversite yaptıracaktım der, gazetelere de kütüphane fotoğrafını üniversite diye bastırıp yutturmaya çalışırdı. yiyen yiyor çünkü!