tuna kiremitçi bir edebi deha olmasa da edebi özürlülerce anlamsızca eleştirilen yazısıdır. kendisi bir örnek üzerinden genelleme yapıyor gözükse de bir gerçeği dile getirmektedir. şu an meydanlara dökülüp türbana karşı naralar atanların karşı çıktıkları görüşlere karşı anti tez geliştirme yoksunu olduklarını, olayı sadece kendi korkularından gelen bir refleksle karşılamaya çalıştıklarını gayet iyi anlatmaktadır. zaten kendilerinin boşluğunu türbanlılarda da arayarak türbanlıların hepsinin aile baskısıyla falan örtündüklerine kendilerini inandırmalarından tuna kiremitçinin iddialarında ne kadar doğru olduğu ortadadır. öyle meydanları doldurmakla değil, önce kafaların içini doldurmakla başlayın mesajını alamayan nesle aşinayız, bütün muhabbet konuları gün boyunca moda-dedikodu-magazin üçlüsünün çizdiği üçgenden dışarı taşamayan zengin bürokrasiden palazlanmış çağdaş aile kızları kuaförden vakit bulup meydana döküldü diye gaza gelmeyin yazısıdır en nihayetinde. bugüne kadar ne düşündünüz, şu an korumaya kalktığını düşündüğünüz şey hakkında ilkokuldan ve sonrasındaki inkılap derslerinden hariç ne okuyup araştırıp öğrendiniz, öğrendiklerinizin doğruluğunu sorguladınız, bunlar bana dayatılıyor mu, acaba hepsi gerçek mi diye sordunuz yazısıdır ama okumayı bilene.