hey naber? görüşmeyeli (30 yıl kadar oldu sanırım belki bana öyle gelmişte olabilir) nasılsın?
şimdi ki durumlardan biraz bahsedeyim.
kemik çerçeveli gözlüğüm yerine bir süredir çerçevesiz olan gözlüğümü kullanıyorum. insanlar artık beni mimar sanmıyor*
kardeşim okuluna gitti babam bayram için şehir dışında. sabahları artık bana sandviç hazırlayan kimse kalmadı. o yüzden dereotlu poğçaya sardım kahvaltılarda. gelsen de artık kahvaltılarımda biraz sen olsa..
evde yalnız olunca 3 yavru ve bir anne kedi ile kafayı sıyırıcam sanırım. bütün enerjilerini ben eve gelene kadar saklıyorlar. evden içeri girdiğim anda bir oyunlar bir taklalar görmen lazım. hepsini mıncıra mıncıra seviyorum.
-adı misket kızımız olan aynı annesinin daha meraklı hali. sabahları koltukaltımda uyanıyor şerefsiz. anne olan köfteyi de bilirsin koynumda uyumayı sever.
-osman, erkek olan hep bi asabi! sürekli kardeşlerinin üzerine atlayıp kavga çıkartıyor.
-garibim pattes kızımız hep masum hep mağrur. mıncırarak sevsem de karşılık vermiyor.
iş yeri her zaman ki gibi sıkıcı. müdürle anlaşamıyorum, yaptıkları insanlığa sığmayan biri olduğu için. ee diğer personeller desen içlerinde hep bir kıskançlık hep bir fesatlık. dişimi sıkıyorum bol bol. yeni bir yer bulana kadar böyle devam edicek sanırım.
egzamalarım azaldı hatta geçti sayılır. (bkz: egzama/#29145289) bu yüzden biraz saldım krem sürme işini. kremlerden nefret ederim bilirsin. gerçi yeni öğrenmişte olabilirsin ama yaz bir kenara "wers krem sevmez."
bu aralar hızlı bir şekilde kilo kaybediyorum. o poğçalara rahmen. tek başıma yemek yemekten nefret etsem de yiyorum ara ara yemek merak etme.
alkol almayalı (rakı) baya bir süre oldu. hala içmiyorum. sanırım içmicem de. ama belli de olmaz hani. demiş ya yazar;
-rakı içme dedi kadın
-rakıya muhtaç etme dedi adam.
böyle işte. şimdilik kafamı toparlayabildiğim kadarını yazdım. sonra editlerim.