gülme krizine girdiğim gündür. sınıfa çıkmıştık. sırada tanıştığım ve arkamda oturan arkadaştan başka birisiyle konuşmuşluğum yok doğal olarak, herkes gibi çevreye sessiz sessiz bakıyorum. sınıfça hocanın gelmesini bekliyoruz. pansiyona yerleşen bir arkadaş, sınıfa sonradan geldi. kısa boyluydu ve beyefendi, garip olan bir görünüşü vardı, ilk izlenimim böyleydi. tanıdıkça öyle olduğunu iyice anladım zaten. her neyse, sınıfa ayağındaki iskarpiniyle "tak tak" ses çıkararak girdi. sınıfa bir kişilik yer vardı. o yerin de sırası vardı ancak masası yoktu. o da "bana da masa kalmamış, şuraya oturayım bari." dedi. olay hemen çaprazımda gerçeklemişti. ben de bu sözü duyunca güldüm, o da güldü. sonra ayıp olmasın diye kendimi tuttukça daha çok gülesim geldi. sonra "oğlum daha lisenin ilk gününden şizofren, deli damgası yiyeceksin; kendine gel." diyerek kendimi susturmayı başardım.