Dün gece saat 3.30 sularında uyumuştum. Hiç bir sıkıntı yoktu. Sabah 9 gibi şırıl şırıl bir ses. içimden kendi kendime "mal klozetin suyunu açık mı bıraktın yoksa" dedim. Suyun sesi inatla gelmeye devam edince yarı uyur vaziyette gidip şunu kapatayım dedim. Yataktan kalktım ayaklarımı yere koydum. Topuklarıma kadar su. Ne olduğunu anlamadım. Hatta rüya gördüğümü falan zannettiğim oldu. Suyun içinde diğer odaya yürüdüm cıp cıp cıp. Diğer odada halının üstünde kendi yansımamı gördüm. Korku filmi sahnesi gibi amk. O anda bişeyler dank etti. Hasssssiktir dedim. Mutfak ve iki odada 3-4 cm yüksekliğinde bir göl.. Tezgah altı arıtıcının girişindeki plastik çük eskimiş ve hiç çatlama patlama gereksinimi duymadan, azıcık sızdırıp işaret vermeden basınçla kopmuş. Tüm su eve dolmuş. Doluyordu hatta. Bi müddet tesisatın patladığını düşünerek mal mal baktım durdum mutfakta. Sonra arıtıcıdan geldiğini farkettim. Vanasını kapattım ve evin içinde mal mal dolaştım durdum. Bi yattığım odaya bi mutfağa git gel yapmaktan başka birşey gelmedi amk elimden. Neye uğradığımı şaşırdım. Sonra heyecan mı yaptım nolduysa artık başım döndü. Şekerim tansiyonum bi bokum düştü heralde diyerek ayaklarım suyun içinde oturdum masaya kahvaltı yaptım bi güzel. Zaten giren girmişti.
Halılar başta olmak üzere yerle temas halinde olan herşey ıslanmış. Sonra yattığım odada yerdeki üçlü priz ve laptopun adaptörünü gördüm. Suyun içinde yüzüyorlar amk. Ayaklarım da suyun içinde. Sigorta da atmamış. Prizi görür görmez sigortaya koştum amk.
Sonra arkadaşı çağırdım. Sıvadık paçaları. Faraşla yerdeki suyu kovalara doldurup doldurup döktük tuvalete. Tüm suyu çekice bi de mopla paspasladım bi güzel. Açtım pencereleri. Kurudu şimdi ama laminatların altında kalan su duruyordur. Laminatlar kabarmaya başladı. Halıları sarıp banyoya götürüp dikledik arkadaşla. Gavur ölüsü gibi amk. Kalkmıyo. Akşama kadar suyu süzüldü. Şimdi de astım. Leş gibi kokuyorlar. Halen sabahki mallığımı üstümden atamadım. Allah düşmanımın başına vermesin.
