klasik bir doktor - çocuk hasta arasında geçen diyalogtur. ne olmuştur, çocuk kırda bayırda kendinden geçercesine oyununu oynamıştır, terli terli bir güzel soğuk suyunu da içince düşülecek mekan bellidir. hastahane! ve tabiki doktorlar... çocukluk döneminin kabusları. karşınızda onları kafasına taktığı o kocaman ve size oldukça komik gelen yuvarlak aynalı aleti ile bakıyor bulursunuz. her gittiğinizde kafasındaki tuhaf aletle size bakar ve şöyle der;
- küçük hanımın/beyin nesi varmış bakalım?
aman ne cici! bıkmazlar efendim böyle seslenmekten, nedir daha mı itici olmak derdindelerdir? korkuyoruz işte çünkü az sonra başımıza gelecek olanı biliyoruz. az sonra yine o iğrenç tahta çubuğu taa gırtlağımıza kadar dayayıp o muazzzam cümleyi söyleyeceklerdir;
- a de bakayım.
sizde tabi mecburi, kusmaya ramak kalmış bir halde ağızdan boşalırcasına;
- aaaaaaa
dersiniz. yapacak bir şey yoktur, gerilim filmi gibidir. katlanırsınız. her defasında bir daha terli terli soğuk su içmeme konusunda kendinize söz verirsiniz. lakin çocukluktur bu, yapılan; koyulan kurallara uymak değil, onları yıkmaktır.*
görüldüğü üzere bir "a de bakayım" seslenişi bilinçaltına nasılda yer ediyor. ***