meral mercan

entry14 galeri
    9.
  1. 27 Ocak 2008 tarihinde Hurrriyet IK dergisine röpörtaj vermiş zat-ı şahaneleri.

    inceleyelim:

    soru: Buraya gelmeyi kim teklif etti?
    meral mercan: Buraya öğretmen alındığını bilmiyordum... Torpilim de yok. Allah nasip etti. Çalışarak insanlar bir yere geliyorsa bunun göstergesi benim. Arkadaşların arzusu ile geldim. Galatasaray olduğu için kabul ettim. Değerli bir kurum, güzel bir camia. Vakıf da, dernek de her zaman sevgi saygıyla iyi ilişklerle bana yardımcı oldu.
    yorum: çok güzel, torpilsiz oldukça temiz bir şekilde geldiniz o makama. daha doğrusu allah nasip etti. bravo kaderci anlayışınızdan asla ödün vermeyin. değerli kurum güzel camia, vakfın mezunlar rahatsız olur diye "bu koridordan tek bi öğrenci geçerse okuldan attırırım onu" diye dolaşan yöneticilere sahip olmasını biliyoruz zaten. çok yakışıyorsunuz birbirinize.

    soru: Okulun ilk kızı, ilk kadın müdürü olarak şu anda ne hissediyorsunuz?
    meral mercan: Her gün Allah’a şükrediyorum bana bu şerefi nasip ettiği için.
    yorum: tam olarak Galatasaray lisesi müdürüne yakışan bir cevap. her gün şükredin, aman aksatmayın.

    soru: inan Kıraç, sizi 50’nci yıl töreninde "işte patroniçemiz" diye tanıttı. Ne hissettiniz?
    meral mercan: Çok büyük gurur duydum. Bu sözcükleri hele de inan Kıraç’ın ağzından duymak çok ama çok farklı bir duygu. Kendisi çok değerli, saygın bir büyüğümüz. Bunun aslında bir nedeni de şu. Galatasaray Müdürü "patron" olarak camiada kabul edilir. Bütün kurumların protokoldaki bir numarasıdır. Bir erkek okulunda kadının böyle lanse edilmesi, hele de bunu inan Kıraç gibi saygın ismin yapması çok gurur verici. inan Bey, kızlara değer veren, onları en iyi yere getiren, destekleyen biridir. Aslında o sözlerin arkasında da Galatasaray centilmenliğinin álásı vadır.
    yorum: ne sizden önceki müdürümüz gün kut'a ne de ondan öncekilere "patron" denildiğini hiç duymadım. benim aklıma daha çok hababam sinifindaki pinti müdüre öğrencilerin patron dediği geldi. her neyse patronluk anlayışınıza hayranız, okulun tek sahibi sizsiniz. galatasaray spor kulubu'nun aslantepe temel atma torenine cagirdigi ogrencilere izin vermeden once de "kulup bana su maca su kadar bilet versin ben de sizi göndereyim" demeniz de bu anlayışınızın bir parçası olsa gerek, ne de olsa patronsunuz olsun o kadar.

    Soru: Biraz katı disiplinden mi yanasınız?
    meral mercan: Bu çağda olamaz, olması mümkün değil. Zaman içinde öğrenciye bir şey yaptırmak isterseniz onun kişisel özelliklerini dikkate almanız lazım. Kırarak dökerek, baskıyla bir yere varamasınız. Öğrencilerin mantığına hitap ettiğiniz zaman onları kazanırsınız. Sizin onları sevdiğini hissettiği zaman yanınızda olmamaları için bir neden yok.
    yorum: evet kilit sorumuz gelmiş. bu çağda olmaz, bravo. öğrenciyi dinlemek lazım her an, kırarak dökerek baskıyla bir yere varamazsınız. sayın patroniçemiz disiplin kurulu başkanı olduğu zamanlar öğrencileri karşısına alıp avazı çıktığı kadar bağırarak saçmaladığı günleri çabuk unutmuş sanırım. alkışlı protesto -ki kendileri dünyanın en saygılı protesto biçimidir- yapan öğrencilere "küstah, terbiyesiz, ahlaksız" gibi sıfatlar takıp teker teker okuldan uzaklaştırma vermek de tam olarak çağımızın eğitim anlayışı zaten. öğrenci sizin sevginizi istemiyor, sadece derdini anlatabilmek istiyor, daha dogrusu dertlerini anlamanızı istiyor.

    soru: Nasıl bir yöneticisiniz?
    meral mercan: işini severek yapan yöneticiyim. Eğitim yöneticiliğini seviyorum, öğrenci, öğretmen ve okulu seviyorum. Ama işimde titizim, hayatımda disiplinliyim. Ama, bu disiplin başkasını rahatsız edici hale gelmez. Hafif tatlı sertim. incitmeden disiplini sağlarım.
    yorum: eğitim yöneticiliği.. işte bütün mesele. öğrencinin en ufak bi uygunsuz davranışında yatılılıktan atmakla tehdit etmek, öğrenciyle bağırmadan diyalog kuramamak tam bir eğitim yöneticiliği. yatakhanede dolaplara yazı yazdılar diye (silgiyle veya bezle silinebilen cinsten) hazırlık sınıfı öğrencilerinin evlerine 1er milyar ceza göndermiştiniz bi ara. bir gün de son sınıf yatakhanesine gelip "aha duvara yazi yazmissin ode bakalim 1 milyar" deseniz nasıl bir tepkiyle karşılaşırsınız acaba. neyse.. disiplin anlayışınız hiç rahatsız edici değil, gerçekten hiç incitmiyorsunuz..

    Soru: Hedefiniz nedir?
    meral mercan: ÖSS’ye daha çok şampiyon çıkarmak. Galatasaray zaten iyi yerde. Avrupa’da tanınıyor, dünyanın saygın liselerinden biri. Bizim çocuklarımız bizden daha iyi omalı.
    yorum: yuh artık hçbir şey demiyorum. koskoca galatasaray lisesi nin hedefini "öss şampiyonu" robotlar çıkarmak yaptınız ya. gerçekten tam bir galatasaraylısınız. üst satırlarda da "galatasaray ın amacı birey yetiştirmektir" diyen başka birisiydi.
    çok güzel bir hedef, öğrencileri robotluğa yönlendirin, galatasaray lisesi, patronu olduğunuz fabrika daha fazla şampiyon çıkarsın.

    soru: Galatasarayla ilgili bir hayaliniz var mı?
    meral mercan: Galatasaray’da şu anda iki dil güzel konuşuluyor. Onu daha da iyileştirmek, üçüncü dili yerleştirmek istiyorum.ÖSS’de Galatasaray ana dili olmamasına rağmen ingilizce’de beşinci çıkardı. Bunu daha yukarı çekmek istiyorum. Üç şampiyon
    varsa, beş şampiyon olmalı. Ne olursa olsun her yerde birinci olmalı okulum. Hedefin sonu yok, daima koşarım.
    yorum: 10 gün boyunca müffettişler var diye okulda olağan üstü hal ilan ettiniz, elealemin "siyah ayakkabı beyaz çorap" giyen müfettişlerine çok sevdiğiniz öğrencilerden daha çok değer verdiniz. şimdi gelmişsiniz "üç şampiyon yetmeezz beşş olacaaak" diyorsunuz. hayranım anlayışınıza.

    "gelen gideni aratır" lafı yaklaşık -en azından benim bildiğim, gördüğüm- üç müdür değişiminden beri söyleniyor, ama sanırım ilk defa bu kadar fazla arıyoruz...

    en sarı kırmızı saygılarımla.
    1 ...