allah korkusu

entry119 galeri
    103.
  1. satış elemanlığı yaptığım dönemlerde, bir müşteriye yardım ettiğim için güzel bir bahşiş almıştım. şerefsiz bir patronum vardı, her kuruş kasaya gidecek diye her gün başımızın etini yerdi. aldığım para baya çoktu, cebime atmakla kasaya koymak arasında kalmıştım. önce bu parayı müşteri bana verdi benim hizmetim sayesinde oldu deyip cebime attım, içimdeki allah korkusu rahat bırakmadı. parayı kasaya attım, çok rahatladım sanki sırtımdan büyük bir yük atmış gibi oldum.

    sabah işe geldiğimde patronun iş arkadaşımı azarladığını gördüm, ufak bir hata yüzünden çocuğa demediğini bırakmadı. gittim yanına çocuğu çektim kenara

    - ben işten ayrılıyorum
    - niye?
    - gördüğümüz muamele insanlık dışı!
    - ben sizin gibileri iyi bilirim, allah bilir ufak tefek hırsızlıklar da yapıyorsunuzdur!! boşuna azarlamıyorum sizi
    - keşke bizde olan allah korkusunun küçük bir kırıntısı sizde de olsaydı, o zaman azarladığınız çalışanların neler hissettiğini anlardınız.

    her şey iyi güzel de, yersiz vicdan yapmışım. o para benim hakkımdı, istifa edince beş kuruş alamıyorsun. ayazda kalmış bekçi düdüğü gibi döndüm eve, sonra müdür falan oldum ama asla kimseye kötü davranmadım. çünkü her kişi, insan gibi muamele görmeyi hakeder!
    5 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük