neler yapmadık bu vatan için

entry156 galeri
    121.
  1. Davutpaşa'da, çeşitli atölyelerin bulunduğu 5 katlı bir binada, bir de maytap ve havai fişek üretimi yapan ruhsatsız bir yer varmış. Daha önce de aynı türden üretim yapan başka işletmelerde görüldüğü gibi; 5 katlı binanın havai fişek üretimi yapan dairesindeki patlayıcı malzeme, gümleyivermiş.
    Sonuç 23 ölü, 117 yaralı, çöken bina ve sokakla çevredeki yapıların, sanki "bombardımana uğramış" görüntüleri.
    * * *
    Bir önlem alınamaz mıydı? Alınamazdı ve alınamayacaktır da...
    * * *
    Medyadan öğrendiğimize göre, Türkiye genelinde pıtırak gibi genişleyen ve kontrol edilemeyen binlerce "kayıt dışı" işyerinde, -Sabah'ın deyimiyle- sadaka parasına çalışan 10.5 milyon işçi varmış.
    Bunların 1.1 milyonu da istanbul'daymış.
    * * *
    Demek ki 80 yıldan bu yana, dağa taşa "Önce vatan" yazıp, altına da özenli bir Türk bayrağı çizimlemenin pek bir yararı dokunmamış; azmanlaşmış trafik kazaları, yoğunlaşan doğalgaz yangınları ve ruhsatsız havai fişek üretimi yapılan yerlerdeki ölümcül patlamalarla, "belaların yaygınlaşmasını" engellemeye.
    Öyleyse amacı neydi ki, dağa taşa "Önce vatan" yazmanın?
    * * *
    Gitgide hızlanan bir "iç göç" ve yağmalanan ormanlarla, vadileri - yamaçları kaplayan kaçak ve çarpık bir yapılanma...
    Üstelik bir deprem bölgesinde yaşamakta olduğumuz da, artık sık sık hatırlatılırken...
    * * *
    işte kutsallaştırılmış hamasi sloganlarla; Hazine'den geçinmeli "mevki sahipleri"ne, "itaatkâr vatandaşlar" yetiştirme "çağdaşlığı"nın sonuçları.
    * * *
    itaatkâr olması istenen vatandaşların da; çolukları çocuklarıyla başlarını sokacak bir yerlere ihtiyaçları yok muydu; karınları acıkmıyor muydu, biraz daha doğru dürüst yaşamak istemiyorlar mıydı?
    * * *
    Göçlere gerek bırakmayacak, dengesi düzgün, kaliteli bir yaşam ortamını gerçekleştirmek için de; şeffaf yatırımlara, yani efendim "para"ya ihtiyaç vardı.
    * * *
    O "para" acaba neden bulunamıyor, bulunanlar da acaba nerelere harcanıyordu?
    * * *
    Başta kuşak kuşak, "padişah efendilerimiz" olmak üzere; egemenlik saltanatına taht kurmuş, politik ve bürokratik kadroların, -kurumsallaşmışlık mirasıyla- özdeşleştiği sorunlar mıydı bunlar?
    * * *
    Aileler içinde, bu tür konular konuşuluyor, bu tür sorgulamalar mı yapılıyordu?
    * * *
    Bir de Türkiye'de şimdiye dek yasaklanmış kitapların, tiyatro piyeslerinin, filmlerin bir dökümü yapılsa...
    O zaman her kış binlerce köyün neden yollarının kapandığının da; Davutpaşa'daki gizli atölye patlamasının da, sıklaşan mahalle çatışmalarının da, yeri göğü ayağa kaldıran türban tartışmalarının da; ne tür bir "yönetim anlayışı"ndan uzantılı olduğu çıkar ortaya.
    * * *
    Ne ilkokullarda öğrencilere ezberletilen:
    Süngümü demir gibi ellerimle kavradım,
    Şanlara zaferlere yürüdüm adım adım
    manzumeleri, ne "şanlı atalarımız" nutukları bir reçete olabildi "gelişmiş"lik payesine erişmeye. Ve usul usul hem kırsal, hem mahalle kesiminin "Cami" parfümlü siyaseti; ürkütmeye başladı başta istanbul, kentlerin "Tanzimat birikimine" sahip kesimini.
    * * *
    28 yaşından küçük 40 milyon gencin, yaratabileceği ters fırtınalar da; birkaç avuç gerçek eğitimcinin dışında, hiç hesaba katılmıyor.
    * * *
    Ha kaçak bir atölyeden sağlanacak kazanç hırsı; ha ağız dalaşlarıyla bir "mevki sahibi" olma, yahut olunmuşsa, onu kaybetmeme hırsı...
    * * *
    Kurnazlıklar, kestirmeden köşeyi dönme tepinmeleri, önüne geleni linç etme tehditleri, çeşitli alanlarda yiğitlik gösterileri...
    * * *
    Beyaz bir kâğıdın üstüne özgürce koyabilirsiniz bir "nokta"yı; 2'nci "nokta"yı da koyabilirsiniz özgürce. Her 2 "nokta"yı düz bir çizgiyle birleştirip de, o çizgiyi düz olarak uzatmaya kalkarsanız; 3'üncü "nokta"yı o çizgi kendi koyar.
    * * *
    Çaresiz geçileceğe benzer, çalkantılı bir dönemden... Daha önce konulmuş noktaları birleştiren düz çizginin uzantısı, artık kişi iradesini aşan böyle bir noktadan geçileceğini göstermede...
    * * *
    Bugünün 20 yaş çocukları, 60'ına vardıklarında, kimbilir neler neler anlatacaklar?
    Acaba şu yazıyı da o yaşlarında kazara okusalar; bendenizi takoz kafalı bulurlar mıydı, bulmazlar mıydı?
    * * *
    Bulmalarını isterim, öngörülerim doğru çıkmasın isterim. Her ne kadar "sınıfı sınıfa düşman etmekle" çok suçlanmışsak da...

    çetin altan
    0 ...