Büyük iskender, yakalanan bir korsana niçin denizi kötü niyetle kullandığını sorunca, korsan ona şu cevabı vermiştir:
“Ya sen niçin bütün dünyayı eline geçiriyorsun? Ben bu işi küçük bir gemiyle yaptığım için bana haydut deniyor, sen aynı işi büyük bir filoyla yapınca imparator diye anılıyorsun”
(Aziz Augustinus, De Civitae Dei, Kitap IV, Bölüm 4)
Buradan da anlaşılacağı üzere ve ülkemizdeki değerli Anayasa hocalarından biri olan sn. Kemal Gözler'e göre de devleti haydut çetesinden ayıran tek temel fark, uyguladıkları cebrin niceligidir.
Bu iki paragrafı okuyunca diyebilirsiniz ki ee o zaman özunde devletin de haydut çetesinden özünde bir farkı yok?
Hayır. Devlet sizin anayasada belirtilen temel hak ve özgürlüklerinizi ve en önemlisi de yaşam hakkınızı korumak zorundadır. Devlet bunu yaparken elbette gücüne güvenir. Ve bu gücünü muhafaza etmek için sizden vergi toplar vs. Ancak haydut çetesi sizin yaşamınızı veya temel özgürlüklerinizi koruma garantisi vermez.
Bütün bunları niye anlattım? Fark ettiyseniz insanlar temel hak ve özgürlüklerini bile koruyamayacak kadar aciz canlılardır. Bunun sebebi kesinlikle bireysel silahlanma, düzensizlik, kaos, sonuçta herkesin kendi adaletini kendi uygulaması falan değildir. Bunun sebebi insanların birbirine zarar vermeden de kardeşçe yaşayıp gelisebilecegi fikrini düşünmek istemeyişi, bu fikrin neticesinde herkes zengin ve mutlu olacaksa da bencillik edip kendisi zaten zengin olacakken gereksiz zenginlik için başka insanları açlığa mahkum etmeyi istemesinden gelir.
Dolayısıyla komünizm aslında akıllı ve iyi insanlar istemektedir. Cahil ve barzo insanlar değil.
Ve malesef içinde bulunduğumuz şartlarda insanların devlete ihtiyaç duymadığı pür komünizm evresine geçiş imkansızdır. Neden acaba??