her dostoyeski biyografisinde yer alan baba katilliği kavramı bir inceden göstermiştir kendisini bu kitapta. ama daha korkar dostoyeski kendi şeytanından. birine baba katili damgası yapıştırır sonra geri alır. iyi ki de öyle yapar zira devasa romanları sıradadır ve bu olgu ( baba katilliği ) o dev sayfalarda tüm görkemi ile yerini almak için beklemekte ve gelişmektedir.bir de şu var bayram gününde mahkumların sanki bir şey olacakmış güzel bir şeyler olacakmış gibi beklemeleri ama akşamın daha önce binlerce akşam gibi sıradan oluşu karşısında hırçınlaşmaları hiç bir suçu olmadığı halde salt fakir olduklarından salt okumaya geldikleri şehirde bir tanıdıkları birikimleri olmadığından öğrenci yurtlarında kalmaya mecbur olanların bazılarının o ilk zamanlarda o kimsenin birbirini pek tanımadığı zamanlarda okuldan yurda dönüşlerinde yaşadıkları boşluk duygusuna benzer. kimse hırçınlaşmasa da..