Bir durağın önündeydik. Ben bir şehirden gelmiştim sen bir şehire gidecektin. Uzak yollar ve uzak yıllar çocuklarıydık. Birbirimizde sınanmıştık ilk. Güzel düşler görmüştük o zamanlar. Yıllar geçmişti ve bir durağın önündeydik. Ben hiç bir şey almamıştım yanıma zaten sen giderken birşey bırakmamıştın bana. Hızla geçen arabalar bana hızla geçen günleri hatırlatmıştı.Bir durağın önündeydik işte adı neydi hatırlamıyorum. Sen sol cebine anıları sağ cebine umutlarını almıştın. Benimse ceplerim boştu bana hiçbirşey bırakmamıştın. ilk önce anıları çıkardın sol cebinden. ilk elele duruşumuzu o köşede. Sonra ilk gülünü sonra ne varsa yaşanan çıkardın hepsini. Ağladığımız güldüğümüz hayal kurduğumuz tüm günler karşımızdaydı işte. Gözlerim dolmuştu gözlerin dolmuştu. Sonra sağ cebine atmıştın elini. Umutlarını çıkarmıştın tek tek.Hiç utanmadan hepsini dökmüştün önüme. Hepsinde ben vardım hepsinde bir izim vardı. Ama Yetmemişti işte hiçbiri. Aramızdaki uzaklığı silememiştiler. Neden demiştin neden? Verebilecek bir cevabım yoktu. Giderken cevap veremediğin gibi. Sonra bir sigara yakmıştın. Parmaklarının ucunu yakmıştın. ilk gittiğin gibi her kaybettiğinde yaptığın gibi bir şey söylemeden gitmeye başlamıştın. Ve sevdiğimiz bir türkü çalıyordu uzaklardan. ''Geçti bizden sevdalık al cebimden saçları''
Ve hala ceplerinde saçlarım vardı...