kendisi stark'tan çok tully'dir. gerek görünüş gerek karakter olarak hem de ve bundan kitapta da sıkça bahsedilir. çoğu kişi babasının oğlu diyor forumlarda falan ama bence eddard stark bu kadar pervasız davranmazdı.
red wedding'den bahsediyorum tabii ki. tamam ned stark fazla onurluydu, fazla gururluydu ama aptal değildi, en önemlisi duygularıyla hareket etmezdi. bunu en basitindan bran ölüm döşeğindeyken tası tarağı toplayıp king's landing'e gitmesinden, sırf görev uğruna gıkını çıkartmadan catelyn ile evlenmesinden anlayabiliriz.
eddard da giderdi red wedding'e ama en azından kendini garantiye alıp giderdi. iki ekmek, bir parça tuza güvenip langırt diye ortamlara damlamazdı. buna rağmen robb stark'a da salak diyemeyiz çünkü nihayetinde 16 yaşında bir çocuktu. ne yazık ki robb'un ölümünde en çok payı olan catelyn'dir. tamam, oğluna çok akıllıca tavsiyeler veriyordu ancak konuşma stili yanlıştı. sürekli kara kuzgunlar gibi biklemesinden ötürü robb sonlara doğru onu bilerek dinlememeye, inadına tersine gitmeye başlamıştı.
jamie lannister fiyaskosundan bahsetmiyorum bile. gahpe. ne demeye bırakıyorsa adamı. zaten bütün felaketin sorumlusu bu karı. en başta ned ne güzel gitmeyecekti king's landing'e, reddedecekti robert'ın teklifini. bu öküz karı ısrar ettikçe etti. gerçi bran düştükten sonra bu kez de gitme demeye başladı ama eddard bir kere söz vermişti, mecbur gitti. zaten jon'a da çok haksızlık yaptı bu acuze. bak gene sinirlendim. baba gibi adamlar ölüp de giderken bu karının tekrar dirilmesi adaletsizlik değil de nedir a dostlar?
neyse gelelim robb'a. lafımı geri alıyorum, salaktır bu çocuk. bir karı uğruna gitti krallığı sikti attı. tamam ergensin, hormonların tavan yapıyor da ilk gördüğün kıza nikah kıymak nedir gerizekalı? onurmuş şuymuş buymuş bik bik bik. peki walder frey'e verdiğin sözü bozmak onursuzluk değil miydi? böyle keserler adamı.
ayrıca bir kez bile öldürmesi gereken adamları öldürmedi bu insan evladı. en başta o edmure tully andavalını katletmesi gerekiyordu. dayım da dayım diye diye bok yoluna gitti. karstarkları öldürmesini ise hiç anlayamadım yok emre karşı gelmişlermiş. ulan emrin alasına senin o anan olacak karı karşı geldi onu hiç hesaba katmıyorsun?
kaldı ki rob bir kez olsun güvenmedi grey wind'e. olum bak bu kurtlar normal kurt değil sana bunu bin kere söyledik ama hala mal mal ben kralım bi kurdun korumasına mı kaldım falan filan. kaldın tabi! en başta bu kurt jeyne olacak karıyı sevmiyordu. ben olsam tak diye boşardım. ayrıca red wedding'de kurdu yanına almaman nasıl bir salaklıktır hala anlamış değilim. valla grey wind tek başına salon dolusu adamı deşer, ananı da seni de sağ salim kurtarırdı.
ama malsın ki, ben ne diyeyim sana. ayrıca şu arya annesine ne zaman kavuşacak diye ciğerim soldu, kavuşamadan catelyn öldü ya hala içim yanıyor. zaten jon'a da kavuşamadı. Bence arya'da bir uğursuzluk var, kime gitse o şahıs tahtalı köye bi uğruyor.
not: hakkını yemeyelim gebermeden önce sadece bir kez akıllılık etti robb.
nasıl mı?
jon'u kendi varisi ilan ederek!
not: jon stannis'e "ben gece nöbetçisiyim yemişim kışyarını" diye ayar çekmiş olabilir ama bence ileride bu varislik olayı bir yerde işine yarayacak. ayrıca evet, jon'un ölmediğini düşünenlerdenim. hatta buna eminim. dizide nasıl gösterdiler o sahneyi bilmiyorum ama kitapta ölmediği gayet açıktı.