mayıs ayıydı, finale girmek için evimden çıkıp okula gitmek üzereydim. okul 2 otobüslük mesafede, ben ilk otobüs maceramdan çıkmış, durağımda inmişim. ama nasıl bir inmek, şaftım kaymış. indikten sonra 2.otobüsün kalktığı yere kısa bi yürüme mesafesi var. otobüsten indiğime, ordan kurtulduğuma sevinerek durağa yürüyorum. kulağımda kulaklık, bir yandan bir şarkı çalıyor. ama dedim ya şaftım kaymış, onu bile hatırlamıyorum. yürüyüşüm bitti, durağa geldim, otobüse bindim, arkalara ilerliyorum. bi baktım ki o! eliyle yüzünü kapatmış, muhtemelen yürürken beni gördü ve tanımamamı istedi ki eliyle yüzünü kapatıyor. bu arada malum şahısla ilgili kısa bi bilgi: kendisiyle 2 yıl çıktım ve öyle böyle bi aşk değildi, ama sonunda beni aldattı biz ayrıldık. yani her ne kadar eliyle yüzünü kapatsa da kendisinin ellerini 2 yıl tuttum, sonuçta 1 km öteden de olsa tanırım. her neyse ben onu geçip en arkadaki koltuğa oturdum ve bilerek kendisini bi daha hiç göremeyeceğim bir açıya ayarladım çünkü kendimi bakmaktan alıkoyamayacağımı biliyordum. o da benim bu hareketimi fark etti ve yer değiştirdi. bu sırada ben kızlarla kurduğumuz whatsapp grubuna yardırıyorum yok işte onu gördüm bilmem ne. baktım ki oturduğu koltuğun karşı tarafına geçmiş (koltuk 4lü olanlardandı). ben kapıdaki camdan bakmaya başladım çünkü yan tarafımda en arkada bulunan motor vardı. sonra adamın zekasına bir kez daha hayran oldum. resmen benim baktığım camdan o da görünüyordu. yani kendini nasıl bir açıya almışsa, yansımamı seyrediyor, ben de onunkini. ama birbirimizi başka türlü göremiyoruz. yol boyunca beni yansımamdan seyretti, ön kapılara doğru gitti, telefonla konuştu, bu sırada hala öküz gibi bakıyodu. ama kendisini hiç tanımamış gibi baktım. sanki 2 yıl geçirmemişiz ve ben hiç aldatılmamışım gibi. sonra o okulunun önünde indi. ama benim kalbim bütün hafta aynı otobüse binerken pırpırdı. malesef ki onu özlemiştim. bunca yaptıklarına rağmen, kafamda bitti desem de yüreğimde bitmemiş...