1887 isviçre doğumlu le corbusier'in asıl adı charles-edouard jeanneret'tir. modern mimarlığın kurucularındandır. fakat, kendisi mimarlık eğitimi almamıştır. aslen saat ustasıdır. 15 yaşında yaptığı saat tasarımıyla dehasını göstermiştir. 17 yaşında ilk evini yapmıştır ve bundan kazandığı parayla avrupa, akdeniz ülkeleri, türkiye, ortadoğu gibi bölgeleri gezmiş ve buralardaki yapıları incelemiştir. ve asıl ilginç olan bu yolculukların tümünü yürüyerek yapmasıdır. gezdiği süre boyunca hep gördüğü yerlerin eskizini yapmış ve ilgisini çeken yapılarda günler geçirmiştir. sonuçta tüm bu mimarlık birikimlerini özümsemiş ve kendi tasarım anlayışını oluşturmuştur.
tasarımlarının erken dönemlerinde küp - kare odak noktasını oluşturur. saflık, duruluk, yalınlık, beyaz badana.. ve çevreyi yapının içine alacak şerit pencereler.
sonraları kendi tasarım ölçütlerini kırmış, yerden yükselttiği yapısını toprağa oturtmuş, kübü planda bırakarak, duvarları eğmiş, taş gibi doğal malzemeleri yapılarına almıştır.
ama insan tüm yapıtlarında ölçüleriyle, yaşayışıyla birinci sırada yer almıştır. öyle ki, dolaplarından, tavan yüksekliğine, mekan açıklıklarına her şey insan ölçüleriyle açıklanmaktadır.
corbusier mimarlığın yanı sıra şehir tasarımları da yapmıştır. ayrıca ressamdır ve resme çok önem verir. yapıtların fotoğraflanmasındansa, algılanabilmesi için resminin yapılması gerektiğini savunur. pek çok makale ile derdini yazılı olarak da anlatmayı ihmal etmemiştir. hatta 12 sene kadar yapı üretimine ara vermiş ve kendini kitaplara vermiştir. yayınladığı kitaplarda özellikle mimarlık öğrencilerine seslenmiştir ve kitap satış fiyatlarını indirmek için basımda cebinden para ödemiştir ki öğrenciler alabilsinler..
hayatı boyunca araştırmaktan ve üretmekten hiç vazgeçmemiştir.
le corbusier'in kelime anlamı ustadır.
çoğu yapıtının detay üretimlerinde bizzat bulunmuştur.
cephe anlamında yapıtları tüm dünyada halen taklit edilmektedir fakat onun tasarımlarındaki öze ve detaylardaki inceliğe hala rastlamak güçtür..
nazilerden de çok çekmiştir. 2.dünya savaşında çeşitli eserleri hasar görmüştür.
ölmeden mezarını bile tasarlamıştır kendisi.
hatırası ve neredeyse yüzyıl önce sergilediği tavır ve dehası önünde saygıyla eğiliyorum..
günün birinde eserlerine dokunup o havayı tenefüs etmeden ölürsem gözlerim açık gider.