11 yaşımdayken annem bana sarıldığında bir garip hissederdim. ne bileyim hoşuma gitmezdi sevgi ve türevi duygular. 12 yaşıma geldiğimde anne babama isimleriyle hitap etmeye başladım. ve o günden bu zamana onlarla olabildiğince az konuşmaya çalıştım, her sevgi göstermeye çalıştıklarında istemsizce midem kasıldı ve kusmak için banyoya koştum. sadece onlara karşı değil kimseye karşı duygusal durumlardan hoşlanmadım. hiç arkadaşım olmadı mesela, hiç aşık olmadım ya da işte şuan ölse üzüleceğin kim var deseniz sanırım cevap veremem buna. duyguları olmayan bir insanım işte. ha bundan şikayetçi miyim elbette değilim. kimseye bağlı kalmamak canı istediğinde uzaklara gitmek ve hatta şehir değiştirmek muazzam bir durum. özgürlüğü iliklerime kadar hissediyorum böylece. lakin sorun şu ki halen kardeşlerime ve anne babama durumu anlatamadım. hasta olduğumu ve tedavi görmem gerektiğini söylüyorlar ısrarla. bunu anlamak neden bu kadar zor anlamıyorum. düz bir zeminde akıl almaz bir sakinlikle sürünen salyangozdan ne farkım var benim? kendi hiçliğimi hissetmeye hakkım yok mu?