mhp kanadının son zamanlarda yaptığı birkaç doğru işten biridir.
türkiye siyasetinin ve siyasilerinin genel huyudur bu, bir alternatif yahut sahip olduğundan daha haşmetli bir koltuk teklif edilmedikçe sözde "partinin kötü gidişatı"na ses çıkarmazlar.
burada da aynısı olmuştur ve ne hikmetse yıllardır ak partiye sayıp söven türkeş ilk çağrıda koşa koşa balıklama atlamıştır koltuğa.
bir sonraki evre de dünkü konuşmalarına bakılırsa yıllardır sayıp sövdüğü malum parti çatısı altında bakanlık ve vekillik kovalamak olacaktır.
bir lider kötü olabilir.
bir parti iyiye gitmiyor da olabilir.
hatta ve hatta bir parti "size göre" ülkeye zarar veriyor da olabilir.
lakin bu iş parti içinde çözülmeli, çözülemiyorsa da "size göre" ülkeye zarar getirecek adımlar atıldığında dile getirilmelidir.
peki sayın türkeş neden "kabineye girmeyeceğiz" çıkışından sonra değil de bakanlık teklifi geldiğinde muhalif kesildi partiye?
neden koalisyona hayır dendiğinde sesini çıkarmadı da bakanlık teklifi geldiğinde "ülke başsız mı kalsın" tepkisini koydu ortaya?
şahsen bahçeli'yi herkes gibi ben de başarısız buluyorum.
fakat mhp'ye oy veren milliyetçi bir seçmen olsaydım şu durumda kesinlikle arkasında durur, hiç olmadığım kadar destek olurdum.
