hasan ali yücel

entry106 galeri
    65.
  1. Dönemin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve Oğlu Can Yücel Arasında Geçen Bir Olay...

    Yıllar önce bir Milli Eğitim Bakanının odasının kapısı çalındı. içeriden kararlı ve tok bir ses " girin" diye seslendi.

    Oldukça mütevazi döşenmiş odaya iki tane lise talebesi girdi. Tombul yanaklı olan Milli Eğitim Bakanının yanına yanaşarak " Babacığım merhaba. Elini öpmeye geldik Gazi ile beraber" diyerek arkadaşını gösterdi.

    Mezun olmuşlardı iki samimi arkadaş liseden. Gazi ve Can. Bakanın elini öptükten sonra masanın karşısındaki koltuklara oturdular.

    Tombul yanaklı çocuk söz aldı, Babacığım biliyorsun okulumuzu her ikimiz de başarı ile bitirdik. Ve bir yıldır para biriktiriyorduk. Eğer senin de iznin olursa Bakanlığın bursundan yararlanıp Amerika'ya okumaya gitmek istiyoruz." Bakan küçük bir sessizlikten sonra " Oğlum biraz dışarı çıkar mısın? Bizi arkadaşınla bir iki dakika yanlız bırak" dedi.

    Oğlu dışarı çıktıktan sonra uzun boylu çocuğa şöyle dedi. Bak evladım,ben sizler gibi başarılı öğrencilerin yurt dışında öğrenim görmesini her zaman desteklerim. Fakat bir bakan olarak oğlumu Amerika'ya gönderirsem, bunu başkaları farklı değerlendireceklerdir. Bu yüzden sadece sana burs vereceğim. Gerekli işlemlerin yapılması için talimatı veririm az sonra. Hayırlı olsun deyip dışarı çıkmasını söyledi talebenin.
    Heyecan içinde kapının önünde bekleyen bakanın oğluna sarıldı çocuk. " Can sana bir iyi, bir kötü haberim var. Baban bana burs verdi ama senin gitmeni onaylamıyor.
    Tombul yanaklı çocuk elini cebine atıp bir mendil çıkarttı. içi para dolu olan mendili arkadaşına verip, "al bunları Gazi. Nasıl olsa bana lazım değil bu para artık" dedi, bir yıldır biriktirdiği parayı arkadaşına uzattı.

    Oğlunun geleceğini bile ülkesinden sonra düşünen onurlu Milli Egitim Bakanımızı Sayın Hasan Ali Yücel Bey'i saygıyla anıyoruz.

    Oğlu Can büyük edebiyatçı Can Yücel'dir.
    Onun lise arkadaşı Gazi ise dünyanın en iyi beyin cerrahı Prof.Dr. Gazi Yaşargil'dir.

    BEN HAYATTA EN ÇOK BABAMI SEVDiM

    Ben hayatta en çok babamı sevdim
    Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
    Çarpı bacaklarıyla -ha düştü ha düşecek
    Nasıl koşarsa ardından bir devin
    O çapkın babamı ben öyle sevdim
    Bilmezdi ki oturduğumuz semti
    Geldi mi de gidici - hep, hep acele işi
    Çağın en güzel gözlü maarif müfettişi
    Atlastan bakardım nereye gitti
    Öyle öyle ezber ettim gurbeti
    Sevinçten uçardım hasta oldum mu,
    Kırkı geçerse ateş, çağırırlar istanbul'a
    Bi helallaşmak ister elbet , diğ'mi oğluyla!
    Tifoyken başardım bu aşk oy'nunu,
    Ohh dedim, göğsüne gömdüm burnumu,
    En son teftişine çıkana değin
    Koştururken ardından o uçmaktaki devin,
    Daha başka tür aşklar, geniş sevdalar için
    Açıldı nefesim, fikrim, canevim
    Hayatta ben en çok babamı sevdim.

    Can Yücel
    3 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük