aslında doğru olmakla beraber özünde elitizm kokan yaklaşımdır.
düşünme eyleminin sadece bilgi birikimi olan insanlara özgü olduğu iddiasıdır.
sokaktaki sıradan vatandaşın yürüyen kütüphane olma durumu olmayabilir bu onun bir bir fikir sahibi olmasına engel değildir ki...hatta aynı vatandaşın daha da öte kendi felsefesi bile vardır.
aynı felsefeyle giderseniz meclise 550 prof atanır ve kabine de teknokratlar ve bürokratlardan oluşur.
demokrasi de bu lafa pek itibar etmez. demokrasi bir sürü tuhaf insanın sırf halk seçtiği için baştacı edildiği bir yönetim şeklidir.
mesela benim yaşadığım yerin vekillerinin çoğu mecliste yazılı bir metne bağlı olmaksızın konuşabilme yeterliliğine sahip değildirler. bu onların vekil olarak bir milyon insanı temsil etmesine engel olmuyor. bilgisi yok ama karar verme yetkisi, temsil etme hakkı ve kırmızı koltuğu var.