seni o sanmıştım

entry16 galeri
    1.
  1. doğru kişi sanılan kişinin, aslında yanlışın ta kendisi olduğunun anlaşıldığı zamanda söylenmesi yerinde olan söz kümesidir.

    (bkz: yanlış adama aşık olmak.)

    (bkz: doğru kişiyi bulduğunu sanmak.)

    Gözünde kaldı yaş. Bir cümle oluk oluk akıtırken yaşları bir cümle kuruturdu. Yüreğinde kaldı sevda. Sevilmemiş, ama sevmeye bir dokunuş kadar yakın. Yanlış bir yürek yanlış bir aşka gebe kaldı. Muhtemeldi tabi, imkânsız değil sadece "o değildi".

    Sevmeye başlayınca. Boyut değiştirdi zaman, hayat. Sabah yalnız uyandığı yatak bile iki kat sıcaktı. Son düşündüğü ilk aklına gelen o olurdu. Ağlamamayı onun yanında erdem bilirdi. O bilmezdi ama o ne zaman baksa göz bebekleri ağlardı, o bilmez; Ellerine dokununca yüreği dümdüz bir güzde karların içinde yanar kavrulurdu. Ona "git" denildi "kalmak istiyorum" dedi. Niyeti kötü değildi sadece sevmek istedi ama o "o değildi" bilemedi. O sadece sevmek istemişti. ilk kez birinin ilki olmak onu mutlu eder sanmıştı. Hâlbuki sordu o kadar müsait misin diye. Dedim ya yanlış yürek aşka gebe kaldı.

    Kimsenin suçu yok ki sadece o "o değildi". Yüreği yanlış anlamış. Kalbi sevmenin yeteceğini sanmış. Gözleri yanılmış onun yanında ağlamamak erdem değilmiş. Gözbebekleri meğer ezelden beri ağlarmış. Yatağın soğuk olması kıştanmış. Şimdiki gözyaşların sebebi klasik bir yalan işte, toz; O sandı pardon. Yanıldı, yanılmak istedi belki. Hastalıklı bir saplantı bile denilebilirdi. Git denildiğinde kalınır mıydı hiç. Ama kalınmazsa bu nasıl bir sevgi olurdu. Hele de kör kütük sarhoş ise kalp. isyanlardaydı bir kere kavaklar, yeller, meltemler. Muson rüzgârları esip alizelerde kalsa da gençlik tadını çıkarıp kovulana kadar kapısındaydı sevdanın. Bir daha nasıl bulur bu ten 17sini. Kovuldu hem de bağıra çağıra ama kımıldamadı kapının önünden. Bir gün diyordu bir gün sevecek. Oysa sevmeyecekti. "o sandığı" için kapısındaydı. Sonunda pes etti ev sahibi tamam dedi otur kapının önünde zaman zaman ona yemek getiriyordu. Tam sevilecekti yürek. Yolandan geçenler rahatsız etmeye başladı. Kaldırmaya çalıştılar. Kimseyi ilgilendirmiyordu yüreğin oturduğu yer ama herkes sokmuştu bir kez burnunu. Bir gün yürek oturduğu yerden yoldan geçenler tarafından yaka paça kaldırıldı. Yürek camdan içeri baktı ki içerde ev sahibin hemen yanında bir yürek oturmakta.

    Şimdi daha net anlıyordu "o değildi". Peki, neden getirdi yemekleri. Neden ona anlattı günlerini neden dinledi. NEDEN&; evini hiç göstermedi ev sahibi, bu yüzdendi demek.

    Yürek gövdesinde bir sıcaklık hisseti. Baktı ki kanlar içinde. Aşırı kan kaybı vardı ama bu aşırı üzüntü, kahır hali öldürürdü yüreği. Kan ağladı bir süre. Bir ihtimal olur ya ben buradayım dedi. Biraz daha bekledi kan revan için kapının önünde. Sonra zaman geldi. Hadi dedi gidiyoruz. Yürek de biliyordu artık o "o değildi" . Son kez çaldı kapıyı. Ev sahibi tarafından açıldı kapı. Yürek daha fazla zayiata vermek istemedi. " özür dilerim SENi O SANMIŞTIM" dedi. Ev sahibi kandan revandan bu rahatını bozan yürekten sıkılmış. "DEFOL" dedi. Ve zaman tarafından kimsenin bilmediği bir yere götürüldü yürek;

    Yürek; yaşadıklarında hissettiklerin utanmıyor, yaşatılanlardan duydukların utanıyor. Utanç kanıyor anıları. Nasıl bir yerde ziyan olmuş ilki, nasıl ziyan etmiş yüreğini. Pişman değil ama yazık oldu işte sevdasına.

    Ev sahibi hakkında da pek bir şey bilinmiyor artık. Tek bilinen kapının önündeki kan lekeleri hiç çıkmamış. Yürek öyle işinden akıtmış ki kanı kan hiç çıkmamış kaldırımdan. Gidin bakın hala o kaldırımda, o kapının önünde duruyor, nişan gibi
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük