burda o bebek için ne kadar üzgün olduğum hakkında bir şeyler yazmama gerek olmadığını düşünüyorum, insan olan herkes bir nebze de olsa üzülür çünkü.
bunlar hep olan şeyler, olmaya devam edecek ve hatta belki tam şu an ben bunları yazarken olan şeyler.
gözlerinizi 5 saniye kapatın, sadece 5 saniye; evet az önce iki kişi açlıktan öldü.
ve ben bunu yazmaya devam ederken niceleri ölmeye devam ediyor, onlardan biri sen olabilirdin.
sen; evet hani şu ''sikimde bile olmayan olaydır banane...'' diyen.
senin, kardeşin olabilirdi orda yapayalnız yatan küçücük çocuk.
üzülüyorum, utanıyorum malesef hiçbir şey yapamıyorum ağlamak dışında.
zorla kendini, bak o fotoğrafa ve düşün, ''bu çocuk bunu hakedecek ne yapmış olabilir daha 3 yaşında?'' sadece düşün, oturup acımanı istemiyorum senden sadece o yerde yatan bedenin yerine kendi kardeşini getirip düşün, ciğerlerine dolan suyu, kurtulmak için çırpınışını, korkuyla annesini arayıp bulamayışını düşün.
sen tatilde denize dalıp biraz fazla suyun altında kalınca nasıl panik yapıp dışarı çıkıyorsun ya, işte o da o paniği yaşadı ama senin aksine o çıkamadı dışarı.
ki, evet biz ölü sevici bir milletiz ne yazık ki. demek istediğim şu; bir yerde bir ölüm yaşanmadan malesef tedbir almayı bilmiyoruz. bu olmasaydı da biz hala ''bıktık bu suriyelilerden ya'' demeye devam edicektik ve merak etmeyin en geç bir haftaya demeye başlarız.
utanıyorum, üzülüyorum, ağlıyorum...
bu insanlığın kıyameti bu; insanlığın yok oluşu.