Tatil bitip evimize döndüğümüze göre biz de gördüklerimizi iyisiyle kötüsüyle anlatalım.
Çarşamba günü yolda herhangi bir yönlendirme işareti görmeden kendi çabalarımızla bulduğumuz festival alanının hemen yakınlarına arabamızı park edip festival alanı girişine saat 14 gibi ulaştık. Fakat kapıların daha açılmadığını görünce açılmasını bekledik. sıcağın altında beklerken giriş kapısının yanlarındaki komşular hortumla bizi ıslatıp serinlettiler. Beklemenin en güzel yanlarından birisi ise çok kral iki insanla tanıştım. Birisi bizim gibi Ankaralı olan tolga, diğeri ise Akçay yerlisi olan arkadaşımız. ittire kaktıra kapıya ulaştığımız zaman görevlinin birisine neden kapıların açılmadığını sorduğumuzda ;
-polis 4 saat bomba araması yaptı ! gecikme bizimle ilgili değil !
dediğinde kızgınlığımız biraz azalmıştı. bu sene bilekliklere barkod sistemi koymaları güzeldi fakat daha birinci gün olay sıçtı. Kapılardan geçip çadır alanına girdiğimizde çadır yerleri belli değildi. ilk kurduğumuz yerden çadırları kaldırıp 20 cm yana çektiren hatunlar bunu okuyorsanız ben sizin amınıza koyayım ! ilk gece süpriz sahne olması çok güzeldi.
Sabahları güneş doğarken çadırdan çıkıp arabalara binip istediğimiz yerde denize gerdik. iki arabamızın olması otopark problemini kaldırdı. Tuvalet konusuna gelince sabah erken ayrıldığımız için tuvaletleri ve duşları kullanmadık. Çevredeki avm ve temiz benzinliklerde tuvaletimizi yaptık. Akşam güneş batarken kaldırımda seyyar sandaliyelerimizle yerimizi alıp içip güzel muhabbetler yaptık. Yeni insanlarlar tanıyıp yeni arkadaşlıklar kurduk. Performansların geneli beklenildiği gibiydi. Sadece bulutsuzluk özlemi grubuna uyuz oldum.
Gözüme kötü gelen bir kaç şey de ; çöplerin her yere atılması, yaşı küçük arkadaşların içkiyi ağızlarıyla değil kıçlarıyla içip sağa sola salça olmaları, güvenlik görevlerinin laftan anlamayıp mal mal davranmaları, güvenlik açıklarının olmadı, içerisinin buram buram ot kokması, şekil olsun diye mini kızlarımızın yarı çıplak dolanmaları, erkan marketin insanları göz göre göre sikmesi ve Hector diye bağıran ya da böğüren amına siktiğim ergenleri ve daha bir çok şey..
Hep kötü değildi tabi ki iyi yönleri de vardı ; benden yaşça büyük insanları görüp onlarla muhabbet etmek gerçekten güzeldi. ( yaşım 36 ) , kaldırımda yapılan güzel muhabbetler, 3-4 saat uykuyla sabah uyandığında ne baş ağrısı ne uykusuzluk çekmek ( kaz dağlarına selam olsun ), içeride ki içki fiyatlarının uygun olması, en beğendiğim performans hayko çepkin, assos yolundaki küçük kumsal ve orada hizmet eden insanların güzel yüzleri ve yemekleri, çapraz çadırda kalan bir grup ergen ( sabahları yine mi tek çıkıyonuz amk çadırdan geyikleri ) bu liste uzar gider.
Sonuç olarak çok eğlendiğim seneye şimdiden sabırsızlıkla beklediğim festivaldir.