mektup

entry188 galeri video4
    42.
  1. sevgilim,

    kent henüz ıssızlığa boğulmuş değil. can çekişen bir iki kişi daha sokağa hayat katmakta lakin silik tavırlarla. gölgenin kıyısına sığınmış iki mahçup aşık liseli cilveleşiyor geceye direnen gün batımında. ve ben derin nefes alıp seni doldururum, seni çektim ciğerlerime, düşüncelerime, hissiyatlarıma. ayrılık bu denli zormuş meğer dedim fısıltıyla kendi kendime. bir uçtan bir uca yaşamak bu olsa gerek dedim sonra hayıflanarak. senden ayrılalı tam tamına üç gün oldu.

    az sonra saati çoktan geçmiş lakin adı kalmış olan beş çayımı demleyip, hüzünlü kadın ve erkeklere dair yazılmış aşk şiirlerini okuyacağım. muhtemelen bir zaman sonra sıkılacağım ve elimden kitabı bırakıp seni düşünmemek için televizyona sarılacağım. o da beni ve düşünce yoğunluğumu doldurmayacak, şimdiden besbell; kalkıp balkona çıkacağım, beraber baktığımız yerlere bu defa tek kendi gözlerim ve hissiyatım ile bakacağım. an olacak, ıssızlık ürperti halinde her yerime nakşedecek.

    miyadını doldurmayı bekleyen bir kağıt daha alacağım elime, kendisini tüketmesini beklediğim kalemle ellerim haşır neşir olacak, hislerim akacak kağıt ve kalem ikilisinin arasında sana, sana ulaşmaya, sana anlatmaya, sana sarılmaya dair. özlem kavursa da, vuslat telkinleri bir şekilde ayakta tutacak beni.

    şimdilik kısa aralı veda ediyorum.

    mektubumu burada sonlandırırken, seni sevdiğimi unutma diyorum.

    (bkz: Canabakan'ın minicik bir deneme yazısından).
    2 ...