türbanın neden yasak olduğunu anladığını iddia eden tip'ten asla "tip" diye bahsetmemesi gereken kişidir. çünkü saygısızlık ve şirretlik onun işi olmamalı.
başörtüsü her ne kadar birilerinin zoruna gitse de bu ülkede elbet birgün serbest kalacaktır. tıpkı bundan on sene önce olduğu gibi. türkice cumhuriyeti demokrasiyle yönetilen "egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" felsefesine dayanan bir sisteme sahipse egemenliği halka vereceksin. halk ne diyorsa o olacak. ha kimse sana sus da demiyor. konuşacaksın muhalefetini yapacaksın, fikrini ortaya koyacaksın ama netice itibari ile halk ne derse o olacak. başörtüsünün dini veya siyasi simge olması umurumda bile değil. bir özgürlük hakkı da olabilir olmaya da bilir. bu da beni enterese etmiyor. benim ilgilendiğim kısım bu ülkede halkın kendi kendini yönettiği mi, yoksa azınlığın çoğunluğa tahakküm etmesi gibi zorbaca bir hareketi sindirmek zorunda kalması mıdır?. yapılsın oylama, referandum veya ne karın ağrısıysa halk ne istiyorsa o olsun. demokrasiler de bunu gerektirir.
cumhuriyetin kurulduğu günden beri halk kendi kendini yönetememiştir bu ülkede. yıllarca tek partili seçimler olmuş. çok partili seçimde halkın desteklediği insanlar asılmış, her cumhurbaşkanlığı seçiminde dönemin kuvvet komutanlarından biri olaya el atarak kendisini cumhurbaşkanı seçtirmiştir. demokratikleşebilmeye yaklaştığımız bu dönemlerde ise artık bu manzaralara pek de rastlamıyoruz. dün zorbalık yapan insanlar demokrasi kavramının gelişmesiyle artık fakir edebiyatına dökmüşlerdir işi. neymiş efendim "laiklik elden gidiyor". ayrıca bu kişiler son dönemde kendilerini akıllı ilan ettikleri gibi kendisine zıt düşünen çoğunluğu da akılsızlıkla suçlamaya başlamıştır. sanki beyin gramajları karşıt düşünce sahiplerine göre daha fazlaymış gibi.
evet zorba azınlık. sonunuz gelmek üzere. artık ancak silah zoru kullanırsanız birşeyler yapabilirsiniz. yoksa tutar dalınız kalmadı. artık halk kendi kendini yönetmeye başlayacak. merak ediyorsanız tuncay özkan abinize bir sorun. biz kaç kişiyiz?