Seksenli yillar sinemasinin karakteristik orneklerinden biri. Had safhada bayici, basi sonu belli olmayan, iplik iplik dokulen bir "biz de batiliyiz, biz de avrupaliyiz, avrupali hayatlari avrupali filmlerdeki gibi anlatabiliriz" dusuncesinin hakim oldugu film. Filmde Zuhal Olcay'in henuz Zuhal Olcay olmamis ve Kadir Inanir da baska bir Kadir Inanir Olmayi ilk defa deniyor.