dünyanın bütün devrimlerinde gerçekleşen türden olayların belki de en yumuşak halini icra eden mahkemelerdir.
fransız devrimi, abd bağımsızlık savaşı, magna carta ve daha pekçok devrim niteliğinde eylemde insanlar hem de binlerle ifade edilebilen sayıda insanlar üstelik gram yargıdan geçirilmeden, gram yargılanmadan öldürülmüşlerdir.
bir uzvumun demokratları da, taze bir devrim sonunda menemen olayı gibi bir olayın yaşandığı, şeyh sait ayaklanması gibi bir olayın yaşandığı bir ülkede, her şey sanki güllük gülistanlıkmış da bir tek sinek istiklal mahkemeleriymiş gibi davranmaktalar. idam edilen kişi sayısı aman aman boyutlarda değildir. haksız olarak idam edilenlerin sayısı da bir elin parmaklarını geçmez.
ulan bahsedilen yıllara ve ortamına bir bak hele. tarih asla bugünün koşullarına göre yargılanmaz, tarih olayların olduğu günün şartlarına göre yargılanır.
örneğin, bugün ermeni tehcirini haklı kılan sebepler olarak sunduğumuz şeyler, o dönem ermeni çetelerinin türk köylerini basması, katliam yapması ve ermenilerin ruslarla iş birliği içine girmesidir. biz neyi savunuyoruz bu olayda? evet acı olay yaşanmıştır ancak sistematik bir soykırım amacı güdülmemiştir, bu yüzden soykırım değildir. zorunlu tehcirdir. yani tarihi o günün şartlarına göre yargılıyoruz.
istiklal mahkemeleri de ancak ve ancak o günün şartları tahlil edilerek değerlendilir. yoksa, 21. yüzyılda, sıcacık ortamda "aman ne vahşi şeymiş" gibi yorum yapmak kolaydır.