Filmlere,şarkılara,kitaplara konu olmuş bir rakam.
Ben, ne konusu olduğu filmi izledim ne de konusu olduğu şarkıyı dinledim.
Bu entryyi girmeme sebep olan kitabını okuduğum için buradayım.
Kitap Hakkında bir şeyler karalamak istiyorum açıkçası. Karalamak derken, bir şey yazmak yani. Kullandığım araç kalem değil farkındayım fakat yazma işlemi de bu devirde sadece kalemle yapılmıyor di mi? Karalama işlemi de sadece kalemle yapılmıyor, orası ayrı mesele.
Neyse konuyu fazla saptırdım sanırım.
Kitaba dönmek istiyorum.
Kitap, distopik romanlar arasında, en baş sıralara koyulmayı hakeden bir kitap.
Belki de bana hatta bize yakın olan distopyayı anlattığından, beğenimi bu kadar çabuk kazandı.
Beğendiğime bakmayın, zira kitap insanı harikulade kötü hissettiren, insanı paranoyak olmaya, kolaylıkla iten bir kitap.
Kötü hissetmemi sağlayan iki farklı cümle var bu kitapta; 'özgürlük, iki kere iki dört eder diyebilmektir. Buna izin verilirse, arkası gelir' diyor winston smith.
Kitabın ilerleyen sayfalarında, başka bir cümle dikkatimi çekiyor.
'Farkında olmadan, masanın üstündeki toz tabakasında parmağını gezdirdi: 2×2=5'
Bunun sonucunda da george orwell'in yarattığı parti sloganında;
'savaş barıştır, özgürlük köleliktir, bilgisizlik kuvvettir'
Kısmında özgürlük adına yazılmış olan şeye, kolaylıkla hak vermem (şu zamanda bile) beni kötü etkiledi diyebilirim.
Paranoya kısmına gelirsek,
'Big brother is watching you.'