halihazırda sevgili varken başkasına aşık olmak

entry45 galeri
    30.
  1. - yargılama hele pembe tablo hiç içermez -
    Dünyanın en leş durumlarından biridir.
    Eğer hali hazırda diye tanımlanan kişiye karşı şefkat, sevgi, merhamet, arkadaşlık, yeri gelince analık-babalık gibi duygularla bağlıysanız ve o da size o şekilde belki daha da çok bağlıysa çok berbat bir durumdur. "Hali hazırdaki sevgiliyi sevsen başkasına aşık olmazdın zaten" gibi cümleleri şimdiden duyuyor gibiyim. O işler öyle olmuyor. Sevgi ile aşk ortadoğulu ve avrupalı iki çocuk kadar farklı iki duygu, iki rakip kimi zaman. Bazen birbirlerini besleyip büyütürler bazense üzerlerine basıp geçerler.

    "Hımm düşündüm taşındım ben bu kişiye aşık olayım en iyisi" diyerek aşık olunmaz ama işler en karmaşık halini aşık olunan kişi el uzattığında alır. Bir kere halihazırdaki sevgiliden nasıl ayrılacaksınız o kadar basit değil hele aynı evi paylaşıyorsanız ve 8 sene olmuşsa, beraber büyümüşseniz...

    Yokluğunuzda ne yapar? "Nasıl dayanır buna? Olmaz mümkün değil çok üzülür, yıkılır, mahvolur... Bunu ona yapamam!"... "Hem peki ben ne yaparım... Ya onun sevgisini şefkatini özlersem ne yaparım!" diye diye diye kendinizi yiyip bitirirsiniz, erirsiniz gün geçtikçe (bu bahsettiğim yedekçilik ve garanticilikten uzak bir şey).
    Ona, emeğinize, her şeye rağmen sahiden içinizden ona karşı hiç gitmeyen o sevginize kıyamazsınız ama içinizde alev alev yanan bir aşk, bir deli tutku da öte taraftan sizi yakmaya, kavurmaya devam eder basit bir hoşlantıdan bahsetmiyoruz aşk diyoruz; eni konu aşk!

    Diyelim bütün anılarınızı, eşyalarınızı, yaşanmışlıklarınızı, verilen sözleri, edilen yeminleri, bir zaman sahiden sahici ve hesapsız kitapsız yaşanmış her şeyi sıkıştırıp bir bavula ondan alıp gittiniz... Aşık olduğunuz kişi bir muamma, bilinmeyen bir diyar, duyunca kulağa hoş gelmiş ama öğrenilmemiş ecnebi bir dil. Hem çok tanıdık hem çok yabancı, hem çok yakın hem uzak. Bir deprem bir fırtına, tsunami! Peki deprem biterse, fırtına dinerse... Ya işler yolunda gitmezse? Ya yolunda gitmez de ömür boyu pişmanlıkla kavrulursanız? Ya üç beş gün sonra "olmuyor ben seninle yapamıyorum" derse? Peki ya aşkınızı kalbinize gömüp mevcut ilişkinize devam etme kararı alıp da yine aynı "ya-ya" ları susturamazsanız içinizde... Çünkü hep bir onunla mutlu olma ihtimali kalacaktır aklınızda ve bu da "an" a odaklanmanızı ve "an"dan tat almanızı neredeyse imkansız hale getireektir.
    Ve de en kemirgen sorumuz şudur; bir başkasının hem de bir zaman her şeyiniz olan kişinin mutsuzluğu üzerine nasıl mutluluk kuracaksınız?

    Ciddi söylüyorum küçümsenmeyecek ve hafife alınmayacak, alınmaması da gereken leş bir durumdur.
    9 ...