kondüktörlerini nasıl ve nerede eğittikleri tam bir muamma olan devlet kuruluşu.
tcdd kondüktörleri arasında şimdiye kadar hödük olanına rastlamadığım gibi, 6 yıllık tcdd kullanımım sırasında trene biletsiz de binsem, biletimi evde de unutsam, dalgınlıkla yanlış yere de otursam, bulabildiğim bilet sigara içilen vagona da olsa her zaman kondüktörlerin doğru davrandığını ve bunu yaparken olabildiğince canayakın olduklarını gördüm. (biletsizsem cezalı bilet kestiler, evde unuttuysam gözümün yaşına bakmadılar ceza kestiler, yanlış yerdeysem yerimi düzelttiler, sigaralıdaysam boş yer varsa orayı söylediler vb.)
yalnız son bindiğim seferde bir askeri personelle kondüktör arasındaki tartışma bana "allah bu adamlara sabır versin" dedirtti. şöyle ki, askeri personel olmayan kişilerin indirim hakkı yokmuş, fakat trendeki sözünü ettiğim askeri personel eşi için indirimli bilet almış ve bunun geçerli olacağında ısrar ediyordu. kondüktörle medeni olarak tartıştılar, kondüktör yapması gereken işlemden bahsetti. bu yaklaşık 10-15 dakika süren bir tartışma oldu. bu tartışma sırasında bir hanım kondüktörün yanından geçerken "hanfendi biletinizi görebilir miyim" sorusuna, "az önce kontrol ettiniz ya" yanıtını aldı. hanım yürüyüp geçerken kondüktör kaderine sitem eder gibi "ama 500 kişi var trende, ben nasıl hatırlayayım her birini" demekle yetindi.
askeri personel "ben bu işin peşini bırakmayacağım, bana yönetmelik getirin" diyordu. kondüktör "biletleri kontrol edeyim, sizinle ilgileneceğim" dedi. aradan yarım saat geçmişti, elinde bir yönetmelikle kondüktör geldi ve askeri personele bir maddeyi göstererek ne anladığını sordu. yalnızca görev yapan asker için geçerliymiş indirim, yani orduevlerindeki vb uygulamalardan farklıymış tcdd yönetmeliği.
uzun sözün kısası, tcdd kondüktörlerinin nasıl doğrudan şaşmadan işlerini yaptıkları zaman zaman hayret edilecek bir olgu.