din üzerindeki devlet vesayetinin haksız oluşu; bu coğrafyada bahse konu bu vesayetin lüzumsuz olduğunu göstermez. evet, ben de dinin devlet vizyonuyla yönetilmesine karşıyım; ancak bu olmadığı takdirde ekstremistlerin dini kendi kafalarına göre rahatça kontrol etmelerinin önüne geçmenin bir yolunu bilen var ise tartışmak isterim. ha bunu abd'de yapabilirsin; fakat burası türkiye.
ayrıca, din üzerindeki devlet vesayetinin kaldırılmasını konuşacaksak ilk etapta diyanetin lağvedilmesini ve dolayısıyla devletin bir dinin bir mezhebini himaye etmekten vazgeçmesi gereğini, eşit yaklaşım prensibiyle farklı inanç gruplarının tanınması zaruriyetini, devletin herhangi bir inanç grubuna yönelik mali destek vermekten kaçınma mecburiyetini (evet buna cami/kilise/sinagog/budist tapınağı vs. yaptırmak ve bunlarda hizmet verecek görevlilere maaş bağlamak da dahil- bu yüklerin hepsi ibadethane cemaatinin üzerinde olmalıdır) konuşmak gerekir.
ancak ve ancak bunları konuştuktan sonra görebiliriz ki, herkes iddia ettiği kadar dindar mıdır? yoksa memlekette iman yalnızca hamasetten ibaret midir?
tabiatiyle, bu ifade üzerine "parası olmayan ibadet etmesin mi?" gibi sığ bir argümanla karşılaşacağız. buna verilmek gereken cevap ise ibadethaneleri kuracak olan vakıfların, tıpkı aşağı yukarı bilinen her türlü dinde öğütlendiği gibi, durumu olmayanlara ibadethanelerinin kapılarını sonuna kadar açarak yardımlaşma kültürünü yüceltecekleri faraziyesidir.
