1924te tekrar basılan Sergüzeşt'e yazdığı önsözde ikinci Abdülhamidi eleştirmiştir. Neredeyse 100 yıllık bi yazı olduğu halde ülkedeki aydın zihniyetin hala değişmediğini gösterir : ". . .Kapımda hafiyelerin ayak seslerini, penceremde beni gözetleyen kaplan bakışlı gözlerini görürdüm. Çünkü "Sergüzeşt''''e esaret aleyhinde
başlamış ve "hürriyetine" diyerek nihayet vermiştim.
O devirde milletlere temin-i refah ve ticaret için, ilim ve irfan ihracat ve ithalâtı
için fikir ve zekâ, mesire ve tenezzühleri için ummanın üzerinde iyâb-ü zehâb eden
saray-carilerin izleri, hututu, kıt'aları birbirine raptederken ilme yeni bir mekşûfe
ilâvesi emeliyle kutublara gidüp gelinür iken Boğaziçi'nin geceleri bir sahilinden diğer
sahiline geçmek memnu idi"