yahu delireceğim arkadaş, bu kadar cahil cesareti, basiretsiz sallama olmaz.
adam memleketimi benden, olayları yaşayanlardan daha iyi bildiğini iddia ediyor.
bahsedilen yürüyüşte değil oraya alevilerin yaklaşması, belirtilen yürüyüşe katılan insan kadar bile alevi yoktur belki çorum merkezde. zaten böyle bir iddiayı da ilk defa senden duyuyorum, sağcı yobaz gazeteleri okumuyoruz diye oluyor herhalde.
olayların özeti şudur;
bahsettiğin yürüyüş "mhp'ye yapılan siyasi baskı" ile alakalı değil tam olarak gün sazak'ın ölümü ile ilgilidir. tabi çorum halkı cahil, saf. bir süre sonra yürüyüş dinsizlere karşı cihat, din, iman söylemleriyle halkı galeyana getirmeye yönelik hareketlere bırakmıştır yerini.
burası çorum merkezdir, orada alevilerin yoğun olarak yaşadığı tek bir mahalle vardır ki zaten alevilerin çorum merkezde sünnilere karşı bir saldırı düzenlemesi mümkün değil.
ezer, parçalarlar.
neyse bu galeyana gelmiş yobaz topluluk dükkan yağmalarıyla yetinmeyip milönü mahallesine yürümüştür, neyse ki o gün mahalle hakkıyla müdafaa edilerek pek bir zayiat verilmeden atlatılmıştır.
olayların asıl yaşandığı yer, benim de memleketim olan çorum alaca ilçesidir.
burada nüfus dağılımı aşağı yukarı %60 sünni, %40 alevi gibidir.
burada da provokasyonlar bir alevi öğretmenin araç kullanırken öldürülmesiyle başlar. sonrasında ise aynı şekilde dükkan yağmaları ve mahalle basmalar.
aynı şekilde alaca'da da aleviler sadece mahalle müdafaası yönünde hareket etmiş, kesinlikle taarruza kalkışmamıştır.
zira dönemin valisi ve emniyet müdürü sağ görüşe mensup, yobaz kimselerdir ve herhangi bir müdahale olursa kesinlikle bunun durumu sakinleştirmek, saldırıları durdurmak değil barikatları yok edip saldırganların önünü açmak, belki de onlarla birlikte katliama ortak olmak yönünde olacağını bilmektedirler.
neyse, bu dönemde herkes sünni, alevi demeden ellerinde tüfeklerle avlularda nöbet tutmuştur gece gündüz.
ta ki şehre hiç tanınmayan insanların aynı model, aynı renk araçlarla eş zamanlı olarak giriş yapması ve "alaaddin camii" hakkında asılsız iddialarla halkı kışkrtmasına kadar.
neticede yandı, kül oldu denen camiye gidenler, sadece tabelasında birkaç kurşun izi olduğunu görmüşler(kimin yaptığı hala meçhul) ve tekrar milönü mahallesine yürümüşlerdir.
bu kez sopaların yerini silahlar almıştır elbette, kalabalık da hiç olmadığı kadar fazladır.
nitekim milönü mahallesi, yukarıda da bahsettiğim gibi bu denli büyük bir saldırıya karşı koyamaz ve kıyımdan geçirilir.
---------------------
işin özeti şudur bey amca, çorum insanı ideolojik olarak doygun insanlardan oluşmuyor, ülkücüsü bile milliyetçiden önce islamcıdır. solcular da zaten chp'ye oy verip geçer, solculuk namına hiçbir şey bilmez.
bu insanları birbirine kırdıracaksan dini yönlerini kaşıyıp kırdırırsın ki, yapılan da zaten budur.
başından sonuna kadar çorum merkezde yaşanan olayların birçoğunda dönemin ülkücü gençlik derneği başkanı seydi erenyel ve il teşkilat başkanı ismail taştan bizzat yer almıştır. bu dönemde ocaklar da gayet faal bir şekilde çalışıp katliamların tamamına bizzat ortak olmuştur.
