Etüt odasındaydık. Herkes mutlu bir şekilde ders çalışıyordu.
Sıcak olmuştu , pencerenin açılması lazımdı.
Pencereler açıldı , güzel bir gündü. Dışarısı ışıl ışıl parlıyordu.
Manzaraya dalmıştım ki beynimde bir şeylerin ters gittiğini anlamıştım.
En yakın arkadaşıma pencereye bakmasını işaret ettim. Nefesim tutulmuştu.
Ne yapacağımı bilemiyordum. Spastik özürlüler gibi elim ayağım oynamaya başladı. En yakın arkadaşım çığlık çığlığa pencereye koşuyordu. Sınıf iyice hareketlenmişti. Bu manzaraya tanık olmak saf kalplerimiz için o kadar da kolay bir durum değildi. Herkes trajikomik bir şekilde oradan oraya koşturuyordu. Biri pencereyi kapatmaya başladı. Biz hala yerlerde olayı anlamaya çalışarak sürünüyorduk. Dışarı çıktığımızda herkes bizi kameradan izliyor vaziyetteydi. Utandık , dağıldık , kırıldık.
Aylardan marttı.
Bir kez daha lanet ettik.
Ah şu kediler....