Bodrum mesela, benim çocukluğumdan beri her yazımı geçirdiğim, sitedeki herkesin neredeyse kendi çocuğu ya da torunu haline geldiğim biricik yazlığım. Yazlıktan kasıt anneannelerin evi. Bu sene ise buradaki "bizim jenerasyon" tamamen dağılmış haliyle Sou Maravilhoso da sıkılmıştır. E sıkılınca yine geçmişe saplantı huyu istemsizce başlar. Ama nasıl saplantı: Eski bir şarkı hatırlayıp üzerinden geçen yılı hesaplayınca hüzünlenmek, aile fertlerinin kaç yaşlarında olduğunu hatırlayıp hüzünlenmek, çocukluktan bilinen dedelerin aile dostlarını görüp onların 10-15 sene önceki hallerini hatırlayıp hüzünlenmek, ergenlik dönemindeki kardeşinin çocukluğunu hatırlayıp hüzünlenmek, 2000den sonra doğan çocuklara "o yılda çocuk mu doğar" mantığıyla itici bir gözle bakmak, tek başına kalınca çalışan veya bu sene gelmeyen arkadaşlarla olan geçmişi hatırlayıp hüzünlenmek, hatta gökyüzüne veya herhangi bir manzaraya bakıp hüzünlenmek. Bu saçma saplantı 1 aydır peşimi bırakmıyor. Tamam, belki en kötü ve sıkıcı yazımı yaşıyorum. Tamam 2 ayım belki de gerçek anlamda çöp oldu. Ama bunun gibi durumlarda şu anda olduğu gibi ağır olmasa bile hemen geçmişi hatırlamak gerçekten artık sinir bozucu bir durum aldı. Tamam geçmiş daima hatırlanmalı, unutulmamalı ama geçmişte yaşamaya çalışıp bunu mantıken yapamayınca da ağlamaklı olmak, bunalıma girmek de artık sinir bozan bir olay. insana gerçekten boğulmuş hissi veriyor.
Şuraya da içimi tam olarak olmasa da döktüm sözlük ahalisi. Umarım canınızı sıkmamışımdır.