bir kız varmış hayatında yaşadığı zorluklardan ötürü kimseye güvenmeyen, sevdiklerine onları kaybedeceğini bilse bile onları ne kadar sevdiğini söyleyemeyen, kendi duygularından korkan; bir de çocuk, sevmeyi bilmeyen, hayatı anlamsız gören, günlük zevklerin peşinden koşan. çocuk kızı ilk gördüğünde dikkatini çekmiş, sonra düşünmemiş uzun süre o kızı, kız da çocuğu unutmuş. günler günleri izlemiş, kaderin cilvesiyle arkadaş olmuşlar.
günler geçmiş, yakınlaşmışlar. bir gece manzara izleyerek sabaha kadar içmişler baş başa. kız da sarhoş olmuş, çocuk da. kendilerine karşı savunmasız kalmışlar, korkuları yüzeye çıkmış.
kız çocuğa yaklaşmış, "bana söz ver" diye fısıldamış. "ne olursa olsun ihtiyacım olduğunda yanımda olacaksın." çocuk tüm kalbiyle söz vermiş.
aradan günler geçmiş, kız aldığı sözü unutmuş ama çocuk unutmamış. kendilerinden kaynaklanan zorluklara rağmen birbirlerinin en iyi arkadaşları olmuşlar. çocuk değer vermenin anlamını öğrenmiş, kız değer verdiğini göstermeyi. gün olmuş içlerinden geçenleri hiç çekinmeden anlatmışlar, gün olmuş kavga etmişler. yine de ne olursa olsun çocuk sözünü tutmuş, çünkü güvenmiş kıza tüm kalbiyle. kız ise aldığı sözü unutmuş olsa da güvenmiş çocuğa, ama bunun farkına varamamış. yine de her zaman tutunabileceği bir dal olduğunu bilmiş.
kız hep mutlu olmaktan korkmuş, çocuksa kızı kaybetmekten. teslim olmuşlar korkularına, hayata dalıp uzaklaşmışlar birbirlerinden. ne zaman birbirlerine uzanmaya çalışsalar kendilerine çarpıp düşmüşler, yine de denemekten vazgeçmemişler, görmüşler çünkü birbirlerinin gözlerindeki ışığı.
daha bu hikayenin sonu yazılmadı, kim biri nasıl bitecek... belki kendilerini aşıp ulaşacaklar mutluluğa, belki kopup kendi yollarına gidecekler. bildiğim şey son ne olursa olsun güzel olması gerektiği...