yıllarca en sevdiğim ders ingilizceydi. havamı atardım hep hocalar yurt dışında yaşadın mı derlerdi hep bense hep ''evde oyun oynayarak geliştirdim kendimi'' derdim. lisede falan hep buna odaklandım matematiğin olmadığı kendi dünyamı yaratmak istedim sadece en fazla bakkal hesabı olsun yani napıyım yamuğun çevresini hesaplamayı falan klasik öğrenci mottosu ''gerçek hayatta ne işime yarayacak ki zaten''. bu ingilizce aşkı bende nasıl başladı derseniz harry potter derim ''ne alaka amk'' dediğinizi duyar gibiyim şöyle ki her öğrendiğim kelime yeni bir spell gibi gelirdi bana anlamını bilmeyip okunuşu çok havalı falan. 9.sınıfta köşede sessizce etrafını izleyip pencereden dışarı bakan kişi bendim evet hani genelde her sınıfta olan ezik cılız suskun hayalperest tip. sadece ingilizce dersinde parmak kaldırmalar her kelimenin anlamını yanındakine fısıldamak. 10.sınıfta benim gibi yabancı dilseverlerle cool takılma hayalleri kurardım ve hayalde kaldı bölüm açılmadı. onun yerine sayılsala gidemeyeceğime göre tek seçeneğim eşit ağırlıktı sözel bile değil ve korkulu rüyam mat ile geo vardı, onlar da beni hep aşağı çekmekten başka bir işe yaramıyordu. gene de ingilizce masteri olmamı engellemelerine izin veremezdim. onların kazandırdığı sıfırları ingilizceden aldığım 95-100 götürüyordu her sene ortalama tutturup geçtim şeytani planlarıma engel olamadılar muhahaha. neyse son sene geldi millet çabalıyor barajı geçmeye çalışanlarla dolu sınıf 3 sene yatıp göt büyüten insanlar ''nolcam ben amk'' demeye başlamışlardı benim planımsa oldukça basitti ygs'ye gir türkçe ve sosyale aban barajı geç zaten dilciler bilir lys'de diğerleri gibi 2 sınava birden girmeye gerek yok lys-5 yapsan yeter bende öyle düşündüm ve sonuç olarak 500 çekmedim tabi hafta da 2 saat görüyorum, dershaneye gitmiyorum yada kafamı kitaplara gömmüyorum ortalamam 270 falandı ve tahmin edeceğiniz gibi ingilizce hiç bir bölüme yetmedi napcam ben şimdi amk demeler başlamıştı. sonunda yeni şeytani planım almanca bölüm kazanmaktı neden derseniz hani ikinci dil olarakta ingilizce veriyorlardı ya belki çift anadal yaparım hayalleri falan ve sonunda almanca mütercim tercümanlığı tutturmuştum. tabi çoğunuz diyorsunuzdur ''almanca bilmiyon ki napıcan 1.sınıfta'' neyse ki hazırlık bölümü varmış bir sene ve haftada 26 saat amk illa ki bişeyler kapar insan ama kapamadım o ingilizcenin verdiği hazzı vermiyordu güzelim butterly schmetterlinge dönüşmüştü, cümle de görmediğimiz the'ların yerini der die das almıştı. quizler desen lesen hariç işkenceydi zaten hele o hörenler insana ''acaba ben sağır mıyım'' dedirtiyordu. çevrem olmuştu bu güzel bir artıydı ama sosyal olmak notlarıma pek yararlı değildi tüm sene milleti sevgilileriyle barıştıran bendim üstüme vazifeydi sonra ayrıldılar tabi. yani sonuç olarak kaldım ama hazırlık tekrarı varmış umarım bu sefer de sıçmam. ve evet geyiğim çok kötü biliyorum sadece loldeki herolar hakkında 1-2 satır şey yazıyorum aklıma gelmiyor yada cümleleri adam akıllı toplayamıyorum bolca eksi yediğim doğrudur ve bazen ırkçı falan da olabiliyorum galiba en kötü özelliklerimden biri çok rahat manipule edilmem ve bunun için gerçekten özür dilerim bu işte yeniyim ve malesef çoğu kişi gibi unutulmayacak yada facede yayınlanacak yazılar yazamıyorum.