Burada yolumun üzerinde sürekli gidip geldiğim bir cadde var sözlük. O caddenin tam ortasında en son bir buçuk sene önce gitmiş olduğum bir çiğköfteci dükkanı var. Orada çalışan adamla, dükkanına gittiğim için, iki sene önce merhabalaşmıştım. Adamın adını sanını bilmiyorum. Epey bir süredir o dükkana girmememe rağmen o caddeden ne zaman geçsem dışardan el işaretiyle o adamla selamlaşıyoruz. Belki bu dünya'da en çok selam verdiğim ve en çok selamını aldığım insan o adam. Bu beni öylesine mutlu ediyor ki anlatamam. Bazen caddeden geçerken kafam çok meşgul oluyor ve o adamın orada olduğunu unutuyorum. Sonra başımı çevirip o adamın selam veren mütebessim çehresini görünce birden her şey güzelleşiveriyor, elimi kaldırıp tebessüm ediyorum, selamını alıyorum, içim ferahlıyor, neşeleniyorum..
Selam verelim sözlük. Tebessüm edelim. Böylece bir çok şeyi daha güzel hale getirebiliriz. Hepimizin buna ihtiyacı var.
"Sevelim dedi, Mustafa Kemal, sevelim bir,
Selâm verelim bir, selâm alalım bir,
Halk olmak ne güzel şeydir arkadaşlar,
Şu sabah çayını içelim bir, kardeşçe sıcak.
Yüzümüzü yunalım şu dereden bir,
Sonra kursunlar darağacını kavgamıza,
Asarlarsa assınlar bizi düşlerimizden!"