geçen şubatta uzun soluklu olmayan gönül ilişkisi kurduğum kalbime giren son hanımefendinin adıdır. kendisine özür borçluyum ve özrümü değersiz kılıcak kadar kabahatliyim.
hayatımda beni gerçekten seviyordu diyebileceğim tek kızdı. bana bileklikler, tatlılar yapardı. ilgilenirdi. beraber gezer tozardık. hatta incir reçeli 2 yi bir cafede laptop getirip beraber izlemiştik. birlikte güzel günler geçirdik ama en önemlisi seviyordu be beni daha ne olsun. ama ben sevemedim onu. sevemedim işte. denedim ama olmadı. isteyerek olmuyor ki zaten. sonuç olarak ayrılmanın doğru karar olduğunu düşündüğüm için ayrıldım ondan.
aradan aylar geçti ama hep bir mahçupluk yaşıyorum verdiği değerin karşışığını veremedim, sevemedim diye. o kadar çok arayıp özürler dilemek istiyorum ki ve af dilemek ama yapamıyorum işte. anlamı da olmaz zaten. testi kırılmış bir kere.
dilara... hayatımın mahcubiyeti. hayatım boyunca taşıyacağım bu mahcubiyeti ve kendime hep kızıcam sözlük. biraz daha sabretsem belki severdim. belki... kızıyorum kendime işte. kızıyorum.