hele bir de bankacılık işlemlerinde acemiyseniz çok can sıkıcı bir durumdur. nerden baksanız en azından 30dk sıranın size gelmesini beklersiniz. etrafınıza bakarsınız herkesin suratı asıktır kimse konuşmaz gerçi tanımadığın biriyle ne konuşacaksın ki? babanızın işi vardır, sizden ister bilmemne şubesine havale yapmanızı, birazcıkta merak duygusu vardır hemen kabul edersiniz. sağda solda arkadaşlarınızdan duymuşsunuzdur,
-yarın 11'de sinemaya gidicez gelicen mi lan selami?
+yok hacı ben gelemem o saatte bankada işim var.
ulan düşünürsünüz, bak adama bankaya gidip işlemler yapıyo vay anasına diye, halbuki bu sidikli selami ortaokulda daha doğru dürüst toplama bile yapamazdı. ilk defa milli olmak gibi bişeydir, ilk bankacılık işlemi. etrafınıza bakarsınız o hiç konuşmayan suratı asık insanlar, gişedeki memurla münasebete girdiği zaman sanki ekonomi profesörü kesilir. yok tahvildi, yok portföydü pek birşey anlamaz bön bön bakarsınız. en sonunda sıra size gelir, elinizdeki kağıtta yazan numara ekranda belirir. ürkek adımlarla banka memurunun yanına gidersiniz, havale göndericem dersiniz, size bir form verir al şunu doldur diye. içinizden bi siktir çekersiniz, lan babam hiç böyle bişeyden bahsetmedi diye, hani sadece parayı veriyoduk. sonra yazarsınız gönderen kısmına babanızın adını bide imza çakarsınız biraz da ordaki memurun yardımıyla formu doldurursunuz. size dekontu verir alırsınız ama hala memurun yüzüne bakarsınız. size işlemin bittiğini söyler. kendi kendinize vay be dersiniz, yaptım,*. öyle hemen çıkmazsınız bankadan etrafınızı süzersiniz başardım duygusuyla. sonra bi rahat nefes alır evin yolunu tutmaya başlarsınız. artık selamiye anlatacağınız çok şey vardır.