Cemaatin,(günümüz adı ile paralel yapı) tek korkusu irtica adı altında tsk'nın kendisini lav etmesi idi. Öyle ki askeri darbelerde bu yapıyı korumak için askere övgüler yağdırdı lideri. Gel gelelim yeterli güce ulaşınca, öyle bir güç ki harp okulu mezunlarının yüzde sekseni bizden diyen bu cemaat(?) hükümeti devirmek için ilk adım olarak zekice bir plan ile askerden, kendisini sevmeyen tehlikeli rütbelilerden kurtulma yoluna gitti. Zekeriya Öz de bu planın bir parçası olarak askerleri içeriye tıkatacak savcılardan biriydi. O dönem dine yakın iktidar olan AKP'de irticacı yaftası ile asker tarafından lav edilmekten korktuğundan mütevellit cemaat ile anlaştı ve savcılara sahip çıktı. Akp, askerler bertaraf edildikten sonra cemaatin kendisinin üzerine yürüyeceğinden haberdar mıydı bilemiyoruz. Ama görünen o ki cemaat, akpyi devirmek için yürüdüğünde sen kimsin lan? Diyerek kendisini durduracak askerleri bu savcılar ve AKP sayesinde temizledi, arkasından akpyi devirmeye çalıştı. Olay şu şekilde gelişiyor: başbakan Erdoğan ameliyata girecek. Başbakanın tahminen ameliyatta olduğu saatler hakan fidan savcılık tarafından çağırılıyor. Fidan, Başbakan ameliyattadır en iyisi cumhurbaşkanı gülü arayayım diyor. Mesai bitimine bir kaç dakika kalmış durumda. Gül, kendisine git ifadeni ver diyor. Fidan bir terslik olduğunun farkında, gitmeye hazırlanırken başbakanı arıyor ve bütün planın çöktüğü an! O dakikalar ameliyatta olması gereken Erdoğan doktorlar yarım saat beklesin diyerek söz verdiği bir halkın evine ziyarete gitmiş. Fidan aynı şeyi Erdoğana soruyor. Gideyim mi efendim? Erdoğan bir aksilik olduğunu farkediyor ve neden ben ameliyatta iken? Başbakan talimatı veriyor sakın gitme! Savcı ısrarla arıyor mesai bitimine 3 dk kalıyor. Hemen Erdoğan içişleri bakanlığından emir veriyor, operasyondan haberi olmayan emniyet görevlileri bilgilendirilir. Bordo bereliler fidanı korusun ve almaya gelen tüm polisler öldürülsün! Emri veriliyor. Emniyet ikiye bölünüyor. Fidanın alınacağını cemaate mensup polisler haricinde bilen yok! gel gelelim hükümetin bir numaralı adamı, kolonu fidan indirilip ardından yolsuzluk adı altında ameliyattan çıktığında tutuklanmış bir başbakan tasarlanıyor. Sonuç ziyan. Sonuç itibariyle böyle pis bir sivil darbeye alet olmuş bir savcıdır kendisi. Bizim yüzümüz ak, kaçacak halimiz yok derken şuan Ermenistan da oksijen soluyan bir arkadaştır. Eğer yolsuzluktan on yıldır haberin vardı da bugun üstelik şafak operasyonu ile bunu ortaya çıkarıyorsan bu darbedir arkadaş. Eğer başbakanın ameliyatta olması gereken saatte mit müsteşarını tutuklamaya kalkıyorsan bu darbedir arkadaş. Eğer fidanı görevden alın diyen israille aynı şeyi istiyor ve bunu eyleme döküyorsan bu ihanettir arkadaş. 2 milyon mensubun ile yüzde elliyi yıkmaya çalışıyor isen bir savcı da olsan sonuçlarına katlanırsın.
