insan, doğduğunda her şeyden soyut bir şekilde doğar. güdüsel bir korku ve öğrenme ihtiyacı ile de çevresine tepki verir. bu verdiği tepkiler zamanla o insan da, karakterin oluşmasını sağlar. bu oluşan karakter de kişiyi; belli başlı sistemsel inançlar duymaya sevk eder. başlangıçta dini bir hüviyeti olmayan insan; zamanla, inançların yoğurduğu bir insan olup çıkar.
dinsel inanışlar; hayatın sebebi değillerse de, hayatı devam ettirmenin gereğidirler.