bazımız farkındayız, bazımız değiliz. ama insanın konuşmaktan daha çok yazmaya ihtiyacı var.
bunu anonim olarak yapmak, tanınmadan, yargılanmadan, yadırganmadan yapmak büyük lüks bence.
çünkü konuşamıyoruz,
herkes çok meşgul, bize ait olmayan işlerde başkaları için çalışıyoruz,
herkes biraz daha fazla kazanmak istiyor, telefon modelini yükseltmek, ev almak, arabasını değiştirmek,
bu yüzden bize verilen isimlerle mutlu olmamız sağlanıyor. bunlar arasında konuşmaya vakit yok.
müdür genel müdür olmak istiyor, genel müdür ceo olmak. bunun sonu yok.
garson şef garson olsam diyor, aşçı baş aşçı olunca mutlu olacağını sanıyor.
aslında olayın bunlarla alakası yok.
zaman zaman bunun farkındalığını yaşıyoruz.
sonra gelen elektrik faturası, gelen kira zamanı bizi kendimize gelmemize izin vermeden eskiye döndürüyor.
dertleşemiyoruz.
herkesin derdi para. konuşamıyoruz.
mesela sen, bu yazıyı okurken beş saniye ara ver ve düşün,
bugün iş dışında, gerekliliklerin, zorunlulukların dışında, kaç kişiyle konuştun?
hayatına dair, veya onların hayatına dair, dünyaya dair, veya sevdaya dair, farketmez,
kaç kişiyle ne kadar konuştun?
o yüzden yazmak iyi. yazmak güzel. yazmak gereklilik.
herkes daha çok yazsa, dünya bu kadar boktan bi yer olmazdı.