tekrar gülümsedi. ''seninle tanıştığımızdan bu yana kaç ay geçti?''
''beş.''
''emin misin?''
''evet'' dedim. düşünmeye başladı.
çenesini yukarı kaldırıp sigarasından az az nefes alıp üflüyordu. belli belirsiz dumanın etkileyici, insanı her durumda alıp götüren o belirsizliğinde kaybolmak istediği yere doğru gidiyordu. kimi zaman eski anılarına kimi zaman umut ettiği herhangi bir yere, masum bir rüyaya, umurunda değildi keyfini kaçıran her neyse veya ne kadar geçtiğinden. o an değildi, o an üflediği dumanı seyre dalmışken üflediği diğer dumanla yıkılan hayalleri gibiydi gerçekler, yalnızca içeriden açılan bir kapıydı.
''hızlı geçmiş zaman, pek sık takılmadık ama, öyle değil mi?'' diye sordu.
"insanlar bu dumandan niye rahatsız olur. hiç anlamam." dedim.