yazarların liseden aklında kalan anılar

entry83 galeri
    38.
  1. sürekli sınav kağıdı çalardık. şebekeydik biz. 4 kişiydik. bayağı yani sadece bizim sınavlar değil başka sınavları da götürürdük. çaldığım kağıtlar hala hatıra olarak durur. taktikleri vardı. mesela felsefeci vardı bir tane. adam her perşembe bahçe nöbetçisi olurdu. sabah okula gelir gelmez çantasını birisine verip, yukarı çıkarmasını isterdi. ve o çantayı alan da genelde bizden biri olurdu. o da öğretmenler odasından bir durak önce tuvalette biraz vakit geçirir öyle çıkarırdı yukarı. coğrafyacı vardı. sınavları usb belleğinde taşırdı. aynı bellekte ders işlediği slaytlar olduğu için belleğe erişilebiliyordu. birkaç kez oradan kopyalamıştım. hatta bir kez anlamıştı da hoca sınavı değiştireceğini söylemişti. sonra 10 puanlık yeri değiştirdi ve sınavdan 90 aldım hehe. matematik hocasınınkini fotokopicide hallederdik. bunun için orada çalışan kişinin ismini veremeyeceğim bir kız arkadaşa olan ilgili yetiyordu. ingilizcecinin soru sorduğu kitabı bulmuştuk hiç sorun olmuyordu. hiç şaşmadan aynı kitaptan soruyordu kadın. almanca hocası zaten çok dikkatsizdi. bir gün bir deprem tatbikatı olmuştu da hoca çantasını sınıfta unutup gitmişti. biz de millet deli gibi bahçeye yardırırken tuvalette gizlenmiştik. müdür aşağıda nutuk atarken yukarıda soruları cevaplandırıyorduk eheh. bir gün almanca hocasının çantasından bir kağıt çekmiştim ama aceleden kağıda hiç bakmamış cebime soktuğum gibi fırlamıştım dışarı. sonra bir baktım 10. sınıf sorularıymış. halbuki biz 11'deyiz. "tüh" deyip 10'lara gitmiştim, sizin sorularınız elimde, diye. onlar da "oho biz sınavı geçen hafta olduk" demişlerdi. ben de hiç sallamadım. sonra sınav günü geldiğinde bir baktım o soruları aynen sormuş hoca. yukarıdaki 10.sınıflar notunu bile değiştirmemiş. nereden nasıl geldi bilmiyorum bizim bir arkadaş din kültürü, sosyoloji ve sağlık dersleri kağıtları getirmişti de biz arka merdivenlerde cevaplamaya çalışıyorduk. alışmış kudurmuşa benzer ya bazen zaten elimize geçer diye dersin yüzüne bakmıyorduk. hatta bir keresinde sosyoloji notları geldiği zaman aramızda kimse adam akıllı cevaplandıramamıştı. sorular elimizde olmasına rağmen çok iyi notlar alamamıştık. bir kere bir hocanın çantasını karıştırıyordum bizzat. arkada da suç ortağım gözcülük yapıyordu. tuttum hocanın çantasından iki kağıt çektim A ve B gruplarına ait. sonra ikimiz de tüydük oradan. yalnız dikkat ettiğim bir şey vardı kağıtları çekerken, hocanın çantasında gerçekten çok az sayıda kağıt vardı. yani anlaşılabilirdi aldıklarımız. öyle ya genelde hocalar haddinden fazla çektirir "aman yetmedikçe artmaz" mantığıyla, bir panik olmuştum kendi kendime. sonra bizim çete toplandık tabi paylaşacağız notları. sonra fark ettik ki birbirimizden farklı olarak hepimiz hocanın çantasını didiklemişiz. tam 13 kağıt var elimizde sınavdan önce. koordine olamama sorunu. bayağı panik olmuştum, "lan hocanın çantada kağıt kalmadı, gidip bir iki tane geri koyalım" falan dediğimi anımsıyorum. sonra bir şey de olmamıştı.

    öyle işte.

    aklıma geldikte editleye editleye iki katına çıkardım entryi. umarım o tanıdıklardan biri çıkmaz da ifşa olmayız. *
    8 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük